Abdurrahim Karakoç ( 1932)
1 sayfadaki 1 sayfası
Abdurrahim Karakoç ( 1932)
im Karakoç ( 1932)
şair, yazar
1932 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlkokulu
bitirdikten sonra köyünde bir süre marangozluk yaptı. Daha sonra
belediyede muhasebeci olarak çalıştı. Vakit gazetesinde köşe yazıları
yazmaktadır. Günümüz âşık tarzı şiirin büyük ustalarındandır. Şiirleri
değişik gazete ve dergilerde yayınlandı.
ESERLERİ:
Hasan'a Mektuplar, El Kulakta, Vur Emri, Kan Yazısı, Bütün Şiirleri, Suları Islatamadım, Dosta Doğru ve Gökçekimi.
TÜRK EDEBİYATI'NDA KLASİKLEŞEN BİRİ ŞİİRİ
MİHRİBAN
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü,
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.
Yâr, deyince kalem elden düşüyor;
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban.
Önce naz, sonra söz ve sonra hile..
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler, asırlar, değişse bile,
Eski töre bozulmuyor Mihriban.
Tabiplerde ilâç yoktur yarama;
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama,
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.
Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne;
Kar koysa köz olur aşkın külüne...
Şaştım kara bahtın tahammülüne;
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.
Tarife sığmıyor aşkın anlamı;
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kör düğüm baştan sona tamamı;
Çözemedim, çözülmüyor Mihriban.
şair, yazar
1932 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu. İlkokulu
bitirdikten sonra köyünde bir süre marangozluk yaptı. Daha sonra
belediyede muhasebeci olarak çalıştı. Vakit gazetesinde köşe yazıları
yazmaktadır. Günümüz âşık tarzı şiirin büyük ustalarındandır. Şiirleri
değişik gazete ve dergilerde yayınlandı.
ESERLERİ:
Hasan'a Mektuplar, El Kulakta, Vur Emri, Kan Yazısı, Bütün Şiirleri, Suları Islatamadım, Dosta Doğru ve Gökçekimi.
TÜRK EDEBİYATI'NDA KLASİKLEŞEN BİRİ ŞİİRİ
MİHRİBAN
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü,
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.
Yâr, deyince kalem elden düşüyor;
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban.
Önce naz, sonra söz ve sonra hile..
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler, asırlar, değişse bile,
Eski töre bozulmuyor Mihriban.
Tabiplerde ilâç yoktur yarama;
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama,
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.
Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne;
Kar koysa köz olur aşkın külüne...
Şaştım kara bahtın tahammülüne;
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.
Tarife sığmıyor aşkın anlamı;
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kör düğüm baştan sona tamamı;
Çözemedim, çözülmüyor Mihriban.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz