Kıskançlık Üzerine Aşk Mektupları
1 sayfadaki 1 sayfası
Kıskançlık Üzerine Aşk Mektupları
Kıskançlık Üzerine Aşk Mektupları
Sana baktığım zaman gözlerim kamaşıyor. İnce bir rüzgar esiyor
saçlarının arasından bütün denizler deviniyor
.. binlerce güneş parlıyor gözbebeklerinde.. senin ışığın öyle parlak ki
gökyüzündeki utancından eriyor
Sana dokunduğum zaman sudan geçer gibi ellerim senin beyazlığınla
arınıyor. Yüreğimin içinden ırmaklar akıyor. Sana dokunduğum zaman nefes
alamıyorum soluğum kesiliyor.Sana
dokunduğum zaman boyut değiştiriyorum.. bütün renkler yenileniyor.
Bir masanın başında oturuyorsun elinde çay bardağı…
Diyelim ki çay içiyorsun. Senin oturduğun masa birden anlam kazanıyor.
Çay daha lezzetli masa daha sevimli bulunduğun oda huzur
veriyor.
Sen yürüdüğün zaman bastığın kuru toprakta çimen bitiyor çevrende güller açıyor.
Kuşlar havalanıyor sevinçle mavi gökyüzüne. Senin el sürdüğün yerden
bereket fışkırıyor.
Ah sevgilim.. yüreğimin ateşi başımın dumanlı yüce dağı dinim kadar imanım kadar
güvendiğim ey güzel insan.. seni kimse benim gözlerimle görmüyor. Sana
sıradan biriymişsin gibi yüzüne bile bakmadan bir
söz söylüyor cevabındaki gizemi fark
etmiyor. Seninle kurulan cennet umurlarında değil.. Ama senin yüzüne
bakıyorlar onlara gülümsüyorsun sana uzanıyorlar ses
etmiyorsun. Verdiğin nimetin farkında değiller. Ben sana niçin onlarla
berabersin diye hesap sormuyorum. Ama onlar senin değerini bilmiyorlar.
Bunun adı kıskançlıksa evet.. Seni kıskanıyorum.. Ama bu sana layık olmayanların
vurdumduymazlığından kaynaklanıyor. Kimse seni bulunduğun yerden bir
santim aşağıda göremez görmemeli.. İşte o zaman
çıldırıyorum. Sana uzanan elleri kırmak sana bakan gözlere mil
çekmek istiyorum.
Sen burada benim dünyamda teksin ulaşılmazsın. Sana
ulaştığını sanan herkese lanet ediyorum. Çünkü onlar seni benim gözümle
seni görmüyorlar.
Sana baktığım zaman gözlerim kamaşıyor. İnce bir rüzgar esiyor
saçlarının arasından bütün denizler deviniyor
.. binlerce güneş parlıyor gözbebeklerinde.. senin ışığın öyle parlak ki
gökyüzündeki utancından eriyor
Sana dokunduğum zaman sudan geçer gibi ellerim senin beyazlığınla
arınıyor. Yüreğimin içinden ırmaklar akıyor. Sana dokunduğum zaman nefes
alamıyorum soluğum kesiliyor.Sana
dokunduğum zaman boyut değiştiriyorum.. bütün renkler yenileniyor.
Bir masanın başında oturuyorsun elinde çay bardağı…
Diyelim ki çay içiyorsun. Senin oturduğun masa birden anlam kazanıyor.
Çay daha lezzetli masa daha sevimli bulunduğun oda huzur
veriyor.
Sen yürüdüğün zaman bastığın kuru toprakta çimen bitiyor çevrende güller açıyor.
Kuşlar havalanıyor sevinçle mavi gökyüzüne. Senin el sürdüğün yerden
bereket fışkırıyor.
Ah sevgilim.. yüreğimin ateşi başımın dumanlı yüce dağı dinim kadar imanım kadar
güvendiğim ey güzel insan.. seni kimse benim gözlerimle görmüyor. Sana
sıradan biriymişsin gibi yüzüne bile bakmadan bir
söz söylüyor cevabındaki gizemi fark
etmiyor. Seninle kurulan cennet umurlarında değil.. Ama senin yüzüne
bakıyorlar onlara gülümsüyorsun sana uzanıyorlar ses
etmiyorsun. Verdiğin nimetin farkında değiller. Ben sana niçin onlarla
berabersin diye hesap sormuyorum. Ama onlar senin değerini bilmiyorlar.
Bunun adı kıskançlıksa evet.. Seni kıskanıyorum.. Ama bu sana layık olmayanların
vurdumduymazlığından kaynaklanıyor. Kimse seni bulunduğun yerden bir
santim aşağıda göremez görmemeli.. İşte o zaman
çıldırıyorum. Sana uzanan elleri kırmak sana bakan gözlere mil
çekmek istiyorum.
Sen burada benim dünyamda teksin ulaşılmazsın. Sana
ulaştığını sanan herkese lanet ediyorum. Çünkü onlar seni benim gözümle
seni görmüyorlar.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz