Üç aylara Girerken
1 sayfadaki 1 sayfası
Üç aylara Girerken
"Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise Receb-i Şerifte yüzden
geçer Şâban-ı Muazzamda
üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde
binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pekçok uhrevî faydaları
kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve
ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i
imana temin eden şuhûr-u selâsenizi (üç aylarınızı) tebrik ediyoruz."
Dinî anlatımda "Şühûr-ü selâse" yani üç aylar olarak
bilinen bu mevsimin girmesiyle birlikte Müslüman ruhları bambaşka bir
hava kaplar. Çünkü bu aylar İlâhî rahmetin coştuğu aylardır. Diğer
vakitlerde iyilik ve ibadetlere on sevap veriliyorsa Receb Şaban ve Ramazan
aylarında gittikçe yükselen bir oranda kat kat fazla sevap verilir.
Meselâ başka zamanlarda
okunan her bir Kur'ân harfi için on sevap yazılmaktadır. Receb ayında bu
sevap yüz olarak yazılır Şaban'da üç yüzü aşar Ramazan'da bine çıkar.
Cuma gecelerinde binleri bulur. Kadir Gecesinde de otuz bine ulaştığını
düşünürsek üç aylardaki mübarek
vakitlerin âhiret ticareti bakımından ne kadar kıymetli bir fırsat
olduğunu anlayabiliriz.
Bu bakımdan üç aylar “pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i
uhreviyenin (âhiret ticaretinin) bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve
ibadet için mümtaz bir meşheri (sergisi)” olarak vasıflandırılmıştır.
Bilindiği gibi pazarlar ve fuarlar mühim
ticaret yerleri arasında yer alırlar. Haftanın belli bir gününde belli
bir yerde kurulan pazarda insanlar her türlü
ihtiyaçlarını karşılarlar. O gün sabahtan akşama kadar pazarın
ucuzluğundan istifade etmek mümkündür. Ama o gün pazara gidemeyen bir
insan aynı şartlar
altında alışveriş yapabilmek için bir hafta beklemek zorundadır. Çünkü
pazar bir günlüktür.
Aynı şekilde üç aylar da yılda bir
defa kurulan ve ahiret ticaretinin yapıldığı pazarlardır. İstifade
etmesini bilenler bu pazardan büyük
kazançlar sağlarlar. Ahirete yönelik amellerini diğer vakitlere oranla
arttırırlar. Daha fazla Kur'ân okurlar ilme daha fazla
yönelirler uykularından kısarak ilim
ve tefekküre ibadet ve İslâmî
hizmetlere daha fazla vakit ayırırlar. Hayırlı işlerde birbirleriyle
yarış içine girerler. Böylece “bu çok sevaplı ibadet
ayları”ndan tam bir istifade ile çıkarlar. Bir mânâda bu mübarek vakitlerde
yapılan manevî hizmetler insanın ebedî hayatı için
yapılmış en kârlı “yatırım” olur.
Buna karşılık üç ayların fazilet ve
kıymetinden haberdar olmayıp da değerlendiremeyenler herkesin istifadesine
açık tutulan çok kârlı bir ticaret imkânından mahrum kalmışlar demektir.
Bu kimseler aynı imkânı tekrar ele
geçirebilmek için bir yıl daha beklemek zorunda kalacaklardır.
İşte üç ayların ve bu aylardaki mübarek gecelerin büyük bir coşkunlukla
ihya edilmesi bu bakımdan da önem kazanıyor. Çünkü bunlar şeâirdendir İslâmın sembolü ve
alâmetlerindedir.
Bu açıdan şeâirin duyurulmasında hem İslâmın izzet ve şerefinin
gösterilmesi hem de İslâmın mânâsından
uzak yaşayan insanlara örnek olunması gibi büyük hikmetler vardır.
Namazlarda bilhassa Cumalarda ve
Kandil gecelerinde camilerin mü'minlerle dolup taşması radyo ve televizyonda
Kur'ân ve mevlidlerin okunması camilerin mahyalarla (iki
minare arasının ışıklı güzel yazılarla) süslenmesi hattâ kandil simitlerinin
dağıtılması bu İslâm sembolünü ilân
eden huzur verici hadiselerdir.
Böylece bütün mü'minler âhiret kazancına yöneliyor. Herkes Allah'ın
rızası yolunda sonsuz bir yarışa giriyor. Ve oluşan manevî hava bütün bir topluma huzur
veriyor. Bu huzur havasından herkes derecesine göre istifade ediyor.
Yapılan ibadetler okunan Kur'ânlar Arş'a yükselen ihlâslı
dualar bitip tükenmek
bilmeyen bir şevkle devam ettirilen İslâmî hizmetler İlâhî rahmetin celbine
vesile oluyor. Ayrıca sırf Allah rızası için ve ihlâsla yapılan bu
hizmetler günahların sefahetlerin ve
zulümlerin kirlettiği manevî havamızı temizliyor.
Şu halde her yıl bizlere ikram
edilen bu bulunmaz fırsattan istifade etmeliyiz. Bunun için mü'min kardeşlerimizle
daha sık bir araya gelip sohbetlerde bulunabiliriz. Aramızda Kur'ân'ı
paylaşıp imkân nisbetinde günlük ve haftalık hatimler yapmaya
başlayabiliriz. Makbul dua ve zikirleri daha çok okuyabiliriz. İslâmî
eserlere daha fazla vakit ayırabiliriz. İslâmın hakikatlerini yayma ve
anlatma hususunda daha fazla gayret gösterebiliriz. Bu yolda
göstereceğimiz en küçük bir gayret en azından bire yüz
netice verecektir.
Bu arada üç ayların ve kandil
gecelerinin evlerimizde ve aile fertleri arasında ayrı bir mânâ içinde
yaşanması gerektiğini de unutmamalıyız. Çocuklarımız
o manevî havayı soluya soluya büyümelidirler. Bunun için mübarek gecelerde onları
hediyelerle sevindirip camilere alıştırmakta
büyük faydalar vardır.
Ayrıca sabaha karşı seher
vakitlerinde uyanık bulunmaya çalışarak İslâm âlemi için ve mü'min
kardeşlerimiz için dualar etmenin fazilet ve kıymeti sonsuzdur. O
feyizli vakitte yapılan duaların kabul ihtimali çok kuvvetlidir.
Bu bakımdan gerek kendimizin gerekse diğer mü'minlerin
dünya ve âhiret imtihanlarında başarılı çıkmaları için Cenab-ı Hakka
niyazda bulunmak ve Ondan yardım istemek suretiyle hem sıkıntı ve
musibetlere karşı sarsılmaz bir dayanak noktası bulmuş hem de tükenmez bir
teselli kaynağına kavuşmuş oluruz.
geçer Şâban-ı Muazzamda
üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde
binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pekçok uhrevî faydaları
kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve
ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i
imana temin eden şuhûr-u selâsenizi (üç aylarınızı) tebrik ediyoruz."
Dinî anlatımda "Şühûr-ü selâse" yani üç aylar olarak
bilinen bu mevsimin girmesiyle birlikte Müslüman ruhları bambaşka bir
hava kaplar. Çünkü bu aylar İlâhî rahmetin coştuğu aylardır. Diğer
vakitlerde iyilik ve ibadetlere on sevap veriliyorsa Receb Şaban ve Ramazan
aylarında gittikçe yükselen bir oranda kat kat fazla sevap verilir.
Meselâ başka zamanlarda
okunan her bir Kur'ân harfi için on sevap yazılmaktadır. Receb ayında bu
sevap yüz olarak yazılır Şaban'da üç yüzü aşar Ramazan'da bine çıkar.
Cuma gecelerinde binleri bulur. Kadir Gecesinde de otuz bine ulaştığını
düşünürsek üç aylardaki mübarek
vakitlerin âhiret ticareti bakımından ne kadar kıymetli bir fırsat
olduğunu anlayabiliriz.
Bu bakımdan üç aylar “pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i
uhreviyenin (âhiret ticaretinin) bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve
ibadet için mümtaz bir meşheri (sergisi)” olarak vasıflandırılmıştır.
Bilindiği gibi pazarlar ve fuarlar mühim
ticaret yerleri arasında yer alırlar. Haftanın belli bir gününde belli
bir yerde kurulan pazarda insanlar her türlü
ihtiyaçlarını karşılarlar. O gün sabahtan akşama kadar pazarın
ucuzluğundan istifade etmek mümkündür. Ama o gün pazara gidemeyen bir
insan aynı şartlar
altında alışveriş yapabilmek için bir hafta beklemek zorundadır. Çünkü
pazar bir günlüktür.
Aynı şekilde üç aylar da yılda bir
defa kurulan ve ahiret ticaretinin yapıldığı pazarlardır. İstifade
etmesini bilenler bu pazardan büyük
kazançlar sağlarlar. Ahirete yönelik amellerini diğer vakitlere oranla
arttırırlar. Daha fazla Kur'ân okurlar ilme daha fazla
yönelirler uykularından kısarak ilim
ve tefekküre ibadet ve İslâmî
hizmetlere daha fazla vakit ayırırlar. Hayırlı işlerde birbirleriyle
yarış içine girerler. Böylece “bu çok sevaplı ibadet
ayları”ndan tam bir istifade ile çıkarlar. Bir mânâda bu mübarek vakitlerde
yapılan manevî hizmetler insanın ebedî hayatı için
yapılmış en kârlı “yatırım” olur.
Buna karşılık üç ayların fazilet ve
kıymetinden haberdar olmayıp da değerlendiremeyenler herkesin istifadesine
açık tutulan çok kârlı bir ticaret imkânından mahrum kalmışlar demektir.
Bu kimseler aynı imkânı tekrar ele
geçirebilmek için bir yıl daha beklemek zorunda kalacaklardır.
İşte üç ayların ve bu aylardaki mübarek gecelerin büyük bir coşkunlukla
ihya edilmesi bu bakımdan da önem kazanıyor. Çünkü bunlar şeâirdendir İslâmın sembolü ve
alâmetlerindedir.
Bu açıdan şeâirin duyurulmasında hem İslâmın izzet ve şerefinin
gösterilmesi hem de İslâmın mânâsından
uzak yaşayan insanlara örnek olunması gibi büyük hikmetler vardır.
Namazlarda bilhassa Cumalarda ve
Kandil gecelerinde camilerin mü'minlerle dolup taşması radyo ve televizyonda
Kur'ân ve mevlidlerin okunması camilerin mahyalarla (iki
minare arasının ışıklı güzel yazılarla) süslenmesi hattâ kandil simitlerinin
dağıtılması bu İslâm sembolünü ilân
eden huzur verici hadiselerdir.
Böylece bütün mü'minler âhiret kazancına yöneliyor. Herkes Allah'ın
rızası yolunda sonsuz bir yarışa giriyor. Ve oluşan manevî hava bütün bir topluma huzur
veriyor. Bu huzur havasından herkes derecesine göre istifade ediyor.
Yapılan ibadetler okunan Kur'ânlar Arş'a yükselen ihlâslı
dualar bitip tükenmek
bilmeyen bir şevkle devam ettirilen İslâmî hizmetler İlâhî rahmetin celbine
vesile oluyor. Ayrıca sırf Allah rızası için ve ihlâsla yapılan bu
hizmetler günahların sefahetlerin ve
zulümlerin kirlettiği manevî havamızı temizliyor.
Şu halde her yıl bizlere ikram
edilen bu bulunmaz fırsattan istifade etmeliyiz. Bunun için mü'min kardeşlerimizle
daha sık bir araya gelip sohbetlerde bulunabiliriz. Aramızda Kur'ân'ı
paylaşıp imkân nisbetinde günlük ve haftalık hatimler yapmaya
başlayabiliriz. Makbul dua ve zikirleri daha çok okuyabiliriz. İslâmî
eserlere daha fazla vakit ayırabiliriz. İslâmın hakikatlerini yayma ve
anlatma hususunda daha fazla gayret gösterebiliriz. Bu yolda
göstereceğimiz en küçük bir gayret en azından bire yüz
netice verecektir.
Bu arada üç ayların ve kandil
gecelerinin evlerimizde ve aile fertleri arasında ayrı bir mânâ içinde
yaşanması gerektiğini de unutmamalıyız. Çocuklarımız
o manevî havayı soluya soluya büyümelidirler. Bunun için mübarek gecelerde onları
hediyelerle sevindirip camilere alıştırmakta
büyük faydalar vardır.
Ayrıca sabaha karşı seher
vakitlerinde uyanık bulunmaya çalışarak İslâm âlemi için ve mü'min
kardeşlerimiz için dualar etmenin fazilet ve kıymeti sonsuzdur. O
feyizli vakitte yapılan duaların kabul ihtimali çok kuvvetlidir.
Bu bakımdan gerek kendimizin gerekse diğer mü'minlerin
dünya ve âhiret imtihanlarında başarılı çıkmaları için Cenab-ı Hakka
niyazda bulunmak ve Ondan yardım istemek suretiyle hem sıkıntı ve
musibetlere karşı sarsılmaz bir dayanak noktası bulmuş hem de tükenmez bir
teselli kaynağına kavuşmuş oluruz.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz