Atatürk Ve Mevlana
1 sayfadaki 1 sayfası
Atatürk Ve Mevlana
Atatürk'ün Bir Konya ziyareti sırasında söylediği şu sözler Hz.Mevlana'ya gösterdiği sevgi ve saygının delili gibidir:
“-Ne zaman bu şehre gelecek olsam içimde bir heyecan duyarım. Hz.Mevlana düşünceleriyle benliğimi sarar. O çok büyük bir dahi çağları aşan bir yenilikçi...”
Evet...Yüce Atatürk sahip olduğu hayat görüşünün kaynağını işte bu sözleriyle özetleyivermiştir.
Çankaya köşkündeki dil çalışmaları toplantısında Konya Mevlevi Dergahı eski postnişinlerinden Veled İzbudak Çelebi de davet edilmişti. Söz dönüp dolaşıp Hz.Mevlana’ya gelmiş yüce Atatürk şunları söylemişti:
“- Mevlana Müslümanlığı Türk ruhuna intibak ettiren büyük bir reformatör... Müslümanlık aslında geniş manasıyla hoşgörülü ve modern bir dindir. Araplar onu kendi bünyelerine göre anlamış ve tatbik
etmişlerdir. Sıcak bir iklimde oturan suyu nadiren kullanan genel bir hareketsizlik içinde ömür süren Badiye Arapları için günde beş vakit abdest ve namaz çok ileri seviyede bir yaşama hareketidir. Hz.Muhammed insanları uyuşukluktan harekete sevk etmiştir. Sarp dağlar yüksek yaylalarda at koşturan erimiş kar suları ile yıkanan Türkler için abdest ve namaz çok tabii olmuştur. Mevleviliğe gelince o tamamen dönerek ayakta ve hareket ederek Allah’a yaklaşma fikri Türk dehasının en tabii ifadesidir."
Bir gün Konya milletvekili Naim Onat’ın sözde Mevlana'yı yermek istemesi üzerine Atatürk’ün söylediği şu sözleri bugün bile üzerinde ibretle düşünülmesi gereken ifadelerdir:
“-Eğer Mevlana’yı sizler gibi kavramak gerekirse o büyük insanın ruhu dertlenir biz de belki bir saygısızlık göstermek zorunda kalırdık. Mevlana’yı ululuğuyla kavrayabilmek için medresenin dar kapısından geçmemiş olmak gerek.”
Gazi Mustafa Kemal Paşa Konya’ya yaptığı toplam dokuz ziyareti sırasında her sefer önce Hz.Mevlana’nın makamının bulunduğu Türbe-i Saadeti ziyaret etmeyi ihmal etmemiş tekke ve zaviyelerin işlevlerini tamamlaması ve dolayısıyla kapatılması yönünde çıkan yasa sırasında Hz.Mevlana’nın türbesini müze haline dönüştürerek tüm insanlık alemine açık halde kalmasını sağlamıştır.
Bununla ilgili bilgiler 22 Aralık 1987 yılında yayınlanan Hürriyet gazetesinde çıkan bir haberde şöyle dile getirilmiştir:
Atatürk Konya'daki Mevlana Dergahı ve türbesini Konya'ya ilk gelişi olan 3 Ağustos 1920 günü ziyaret etmiş ve bu ziyaretten pek etkilenmişti. Daha sonra ziyaretlerinde Mevlana Türbesini ziyaret etmeden Konya'dan ayrılmamıştır. 3 Nisan 1922 günü ziyaretlerinde kendisi için açılan Sema meydanında hazır bulunmuş 22 Mart 1923 günü yaptığı ziyarette postnişin Abdülhalim Çelebi'nin davetlisi olarak dergahta yemek yemiş Hz.Mevlana'nın büyüklüğü üzerine takdir ve hayranlık dolu sözler söylemiştir.
Cumhuriyet'in ilanından sonra tekke ve türbelerin kapatılması hazırlıkları yapılırken Başbakan İsmet İnönü'ye "Mevlana Dergahı ve türbesinin kapatılmayarak kendi eşyası ile birlikte müze olarak düzenlenmesi ve ziyarete açılması"emrini vermiştir. Bir süre sonra Bakanlar Kurulu kararı ile dergah müze haline getirilmiştir.
Atatürk 18 Şubat 1931 günü Konya'ya 9'uncu defa geldiği zaman Konya'da 11 gün oturmuş bu arada 21 Şubat 1931 gününü tamamen artık müze halinde ziyarete açık bulundurulan Mevlana Müzesi'nde geçirmiştir.
Bu ziyaret sırasında eski Konya Milletvekillerinden Fuat Gökbudak ve o günlerde Konya Azar-ı Atika Müzesi müdürü olan Yusuf Akyurt'un ayrı ayrı anlattıklarına göre Atatürk müze müdürünün odasına girer girmez niyaz penceresi üzerindeki rubaiyi görmüş Farsça'yı çok iyi bilen Hasan Ali Yücel'e tercümesini yaptırmıştır.
Atatürk tercümedeki:
"Ey keremde yücelikte ve nur saçıcılıkta güneşin ayın yıldızların kul olduğu sen. Garip aşıklar senin kapından başka bir kapıya yol bulmasınlar diye öteki bütün kapıları kapanmış yalnız senin kapın açık kalmıştır." ibaresini işitir işitmez şöyle demiş:
"Hz.Mevlana'nın büyüklüğü burada bir kere daha kendini gösterdi... Doğrusu ben 1923 yılındaki ziyaretim sırasında bu dergahı kapatmayalım Müze olarak halkın ziyaretine açalım diye düşünmüş; bir yıl sonra dergah ve tekkelerin kapatılması kanunu çıkar çıkmaz İsmet Paşa'ya Mevlana dergahı ve türbesini kendi eşyası ile Müze haline getir emrini vermiştim. Görüyorum ki şu okuduğumuz rubainin hükmünü yerine getirmişim. Bakınız ne kadar mükemmel bir Müze olmuş..."
Değerli tarihçi Cemal Kutay’ın ifadelerine göre Mustafa Kemal’e emrindeki yardımcılarının “Paşam Hz.Mevlana’nın makamını müze haline getirmeniz üzerine halk buraya akın etmeye başladı. Bu bir sakınca
doğurmasın” demeleri üzerine
Atatürk’ün verdiği cevap ilginçtir:
“-Eğer Hz.Mevlana’yı hakkıyla tanımak ve benimsemek için ziyarete gitmekte olduklarına inansam öteki dergahların da açılmasını sağlardım. Çünkü Hz. Mevlana’yı tanımak ve anlamak zaten diğer tüm tehlikeleri de ortadan kaldırmaktadır.”
Atatürk'ün dine bakışını anlatan bir yazı daha...
Eğer Hz.Mevlana’yı hakkıyla tanımak ve benimsemek için ziyarete gitmekte olduklarına inansam öteki dergahların da açılmasını sağlardım.
“-Ne zaman bu şehre gelecek olsam içimde bir heyecan duyarım. Hz.Mevlana düşünceleriyle benliğimi sarar. O çok büyük bir dahi çağları aşan bir yenilikçi...”
Evet...Yüce Atatürk sahip olduğu hayat görüşünün kaynağını işte bu sözleriyle özetleyivermiştir.
Çankaya köşkündeki dil çalışmaları toplantısında Konya Mevlevi Dergahı eski postnişinlerinden Veled İzbudak Çelebi de davet edilmişti. Söz dönüp dolaşıp Hz.Mevlana’ya gelmiş yüce Atatürk şunları söylemişti:
“- Mevlana Müslümanlığı Türk ruhuna intibak ettiren büyük bir reformatör... Müslümanlık aslında geniş manasıyla hoşgörülü ve modern bir dindir. Araplar onu kendi bünyelerine göre anlamış ve tatbik
etmişlerdir. Sıcak bir iklimde oturan suyu nadiren kullanan genel bir hareketsizlik içinde ömür süren Badiye Arapları için günde beş vakit abdest ve namaz çok ileri seviyede bir yaşama hareketidir. Hz.Muhammed insanları uyuşukluktan harekete sevk etmiştir. Sarp dağlar yüksek yaylalarda at koşturan erimiş kar suları ile yıkanan Türkler için abdest ve namaz çok tabii olmuştur. Mevleviliğe gelince o tamamen dönerek ayakta ve hareket ederek Allah’a yaklaşma fikri Türk dehasının en tabii ifadesidir."
Bir gün Konya milletvekili Naim Onat’ın sözde Mevlana'yı yermek istemesi üzerine Atatürk’ün söylediği şu sözleri bugün bile üzerinde ibretle düşünülmesi gereken ifadelerdir:
“-Eğer Mevlana’yı sizler gibi kavramak gerekirse o büyük insanın ruhu dertlenir biz de belki bir saygısızlık göstermek zorunda kalırdık. Mevlana’yı ululuğuyla kavrayabilmek için medresenin dar kapısından geçmemiş olmak gerek.”
Gazi Mustafa Kemal Paşa Konya’ya yaptığı toplam dokuz ziyareti sırasında her sefer önce Hz.Mevlana’nın makamının bulunduğu Türbe-i Saadeti ziyaret etmeyi ihmal etmemiş tekke ve zaviyelerin işlevlerini tamamlaması ve dolayısıyla kapatılması yönünde çıkan yasa sırasında Hz.Mevlana’nın türbesini müze haline dönüştürerek tüm insanlık alemine açık halde kalmasını sağlamıştır.
Bununla ilgili bilgiler 22 Aralık 1987 yılında yayınlanan Hürriyet gazetesinde çıkan bir haberde şöyle dile getirilmiştir:
Atatürk Konya'daki Mevlana Dergahı ve türbesini Konya'ya ilk gelişi olan 3 Ağustos 1920 günü ziyaret etmiş ve bu ziyaretten pek etkilenmişti. Daha sonra ziyaretlerinde Mevlana Türbesini ziyaret etmeden Konya'dan ayrılmamıştır. 3 Nisan 1922 günü ziyaretlerinde kendisi için açılan Sema meydanında hazır bulunmuş 22 Mart 1923 günü yaptığı ziyarette postnişin Abdülhalim Çelebi'nin davetlisi olarak dergahta yemek yemiş Hz.Mevlana'nın büyüklüğü üzerine takdir ve hayranlık dolu sözler söylemiştir.
Cumhuriyet'in ilanından sonra tekke ve türbelerin kapatılması hazırlıkları yapılırken Başbakan İsmet İnönü'ye "Mevlana Dergahı ve türbesinin kapatılmayarak kendi eşyası ile birlikte müze olarak düzenlenmesi ve ziyarete açılması"emrini vermiştir. Bir süre sonra Bakanlar Kurulu kararı ile dergah müze haline getirilmiştir.
Atatürk 18 Şubat 1931 günü Konya'ya 9'uncu defa geldiği zaman Konya'da 11 gün oturmuş bu arada 21 Şubat 1931 gününü tamamen artık müze halinde ziyarete açık bulundurulan Mevlana Müzesi'nde geçirmiştir.
Bu ziyaret sırasında eski Konya Milletvekillerinden Fuat Gökbudak ve o günlerde Konya Azar-ı Atika Müzesi müdürü olan Yusuf Akyurt'un ayrı ayrı anlattıklarına göre Atatürk müze müdürünün odasına girer girmez niyaz penceresi üzerindeki rubaiyi görmüş Farsça'yı çok iyi bilen Hasan Ali Yücel'e tercümesini yaptırmıştır.
Atatürk tercümedeki:
"Ey keremde yücelikte ve nur saçıcılıkta güneşin ayın yıldızların kul olduğu sen. Garip aşıklar senin kapından başka bir kapıya yol bulmasınlar diye öteki bütün kapıları kapanmış yalnız senin kapın açık kalmıştır." ibaresini işitir işitmez şöyle demiş:
"Hz.Mevlana'nın büyüklüğü burada bir kere daha kendini gösterdi... Doğrusu ben 1923 yılındaki ziyaretim sırasında bu dergahı kapatmayalım Müze olarak halkın ziyaretine açalım diye düşünmüş; bir yıl sonra dergah ve tekkelerin kapatılması kanunu çıkar çıkmaz İsmet Paşa'ya Mevlana dergahı ve türbesini kendi eşyası ile Müze haline getir emrini vermiştim. Görüyorum ki şu okuduğumuz rubainin hükmünü yerine getirmişim. Bakınız ne kadar mükemmel bir Müze olmuş..."
Değerli tarihçi Cemal Kutay’ın ifadelerine göre Mustafa Kemal’e emrindeki yardımcılarının “Paşam Hz.Mevlana’nın makamını müze haline getirmeniz üzerine halk buraya akın etmeye başladı. Bu bir sakınca
doğurmasın” demeleri üzerine
Atatürk’ün verdiği cevap ilginçtir:
“-Eğer Hz.Mevlana’yı hakkıyla tanımak ve benimsemek için ziyarete gitmekte olduklarına inansam öteki dergahların da açılmasını sağlardım. Çünkü Hz. Mevlana’yı tanımak ve anlamak zaten diğer tüm tehlikeleri de ortadan kaldırmaktadır.”
Atatürk'ün dine bakışını anlatan bir yazı daha...
Eğer Hz.Mevlana’yı hakkıyla tanımak ve benimsemek için ziyarete gitmekte olduklarına inansam öteki dergahların da açılmasını sağlardım.
OnLinE- кσρυкƒям üує-üує
- Mesaj Sayısı : 32
Rep Sayısı : 32
Kayıt tarihi : 20/05/10
Similar topics
» Mevlana DAVUT
» Mevlana'dan iş ve yaşama dair öğütler
» Peygamberimizin (SAV) Kabri & Mevlana Hz. Kabri
» ATATÜRK
» ATATÜRK
» Mevlana'dan iş ve yaşama dair öğütler
» Peygamberimizin (SAV) Kabri & Mevlana Hz. Kabri
» ATATÜRK
» ATATÜRK
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz