Reenkarnasyon ve Karma İnancı nedir?
1 sayfadaki 1 sayfası
Reenkarnasyon ve Karma İnancı nedir?
Reenkarnasyon nedir?
Karmaşık bir ruh haline, çarpık bir bakış açısına ve yanlış uygulamalara
yönelten ve Kuran'da her yönüyle reddedilen reenkarnasyon sapkınlığının
gerçek yüzü, nasıl kamufle edilmektedir?
Tamamen hayali fikirlere dayanan bu inanış, neden günümüz gençlerine
ılımlı yazı dizileri, makaleler ve dünyaca tanınan bazı sinema ve müzik
sanatçıları ile tanıtılmaya çalışılmaktadır?
Bazı insanlar her ne kadar ölüm ve ahiret korkularını yenmek ve
kendilerini bu gerçeklerden uzak tutmaya çalışarak teselli etmek için
reenkarnasyon gibi batıl inançları kabul etmek isteseler de, bu
inanışların insanlara mutlak bir huzur ve güven getirmesi neden mümkün
değildir?
Günümüzde bazı insanlar, dünya üzerinde yaşanan kaostan, kargaşadan,
kavgalardan, sıkıntılardan, insaniyetsizlikten, çekişmelerden,
samimiyetsizliklerden, bencilliklerden ve yalancılıktan uzaklaşmanın,
huzur, güven ve barış içinde bir hayat kurmanın yollarını aramaktadır.
Ancak bu arayışları sırasında ardındaki sapkın inanışları bilmeden
mistik ve gizemli bir hava oluşturularak kendilerine sunulan bazı sapkın
inanışlara da yönelebilmektedirler. Bu sapkın inanışlardan biri de
karma felsefesine dayanan reenkarnasyondur.
Reenkarnasyon Sapkınlığını İmam-ı Rabbani de Vurgulamıştır
İslam alimlerinden İmam-ı Rabbani, reenkarnasyon inancının sapkınlığını
şu şekilde bildirmiştir:
"Kalbleri hasta, bilgileri az olan bazı kimseler, hatta kendilerini,
şeyh olarak tanıtan bazı dinsizler, tenasüh (reenkarnasyon)e inanıyor.
"Ruhlar olgunlaşmadan önce, bir bedenden ayrılınca, başka bir bedene
geçer. Kemale geldikten sonra, insanlara gelmez, tenasüh yolu ile
olgunlaşmış olurlar" diyor ve tenasühle ilgili birçok hikayeler
uyduruyorlar…Tenasüh ile ruhlar kemale gelirse, Cehennem kimler için
olur, kimler azap görür? Buna inanmak, Cehennemi inkâr etmek ve hatta
öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmamak olur."
Karma İnancı Nedir?
Karma inancı, Hinduizm, Budizm ve Caynizm gibi batıl Doğu felsefelerinde
çok önemli bir yer tutmaktadır. Sanskritçe bir kelime olan Karma,
"hareket, fiil" anlamlarına gelmektedir. Hint felsefelerinde Karma
kavramı, bir "sebep-sonuç kanunu" olarak bilinmektedir. Bu nedenle
Karma'ya inanan biri, öldükten sonra gerçekleşecek olan sözde yeni
hayatındaki başarılarının, mevkisinin veya hayat şeklinin bir önceki
hayatındaki davranışlarına ve ahlakına bağlı olduğuna inanır.
Karma'nın temelinde ise, insanın ölümden sonra dünyaya tekrar başka bir
bedenle geldiği ve bu ölüp dirilmenin sürekli devam ettiği anlamına
gelen reenkarnasyon inancı bulunmaktadır.
Karma İnancına Göre Reenkarnasyon
Reenkarnasyon; bir insanın öldükten sonra başka bir bedenle dünyaya
tekrar gelmesi şeklinde özetlenen yanlış inanca verilen isimdir.
Karma felsefesinin bir sonucu olarak reenkarnasyon, -yani bir insanın
öldükten sonra başka bir bedenle dünyaya tekrar geldiği- inancı Hint
felsefelerinde çok köklü olarak yerleşmiştir. Karma felsefesi "Dinler
Tarihi" isimli kitapta kısaca şöyle açıklanmaktadır:
Bu inanışa göre, insan yaptıklarına göre hayvan, bitki, insan veya
(sözde) tanrı şeklinde doğar (Allah'ı tenzih ederiz.).
Reenkarnasyonda ahiret inancı yoktur; bunun yerine sürekli ölüp, tekrar
dünya hayatında aynı ruhla, fakat yeni bir bedenle dirilme inancı
vardır. Ancak bu, Allah'ın Kuran'da bildirdiği hükümler ile çelişen,
batıl ve sapkın bir inançtır.
Bu felsefede dikkat çeken bir başka sapkın inanç ise, insanın bir ilah
olarak da doğabileceğine inanılmasıdır. Bu, tarih boyunca inanılan en
batıl ve gerçek dışı iddiadır. Böyle bir iddia açıkça Allah'a şirk
koşmak anlamına gelmektedir. Oysa açıktır ki, hiçbir insan ilah olamaz;
tek bir İlah vardır, O da Yüce Allah'tır ve O, doğurmamış ve
doğurulmamıştır. Tüm kainatın ve canlıların sahibi, Yaratıcısı,
koruyucusu ve İlahı Allah'tır. O'nun eşi ve benzeri yoktur. Rabbimiz
olan Allah, bu gerçeği Kuran'ın İhlas Suresi'nde şöyle bildirir:
"De ki: O Allah, birdir. Allah, Samed'dir (herşey O'na muhtaçtır,
daimdir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır). O, doğurmamıştır ve
doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir." (İhlas Suresi, 1-
4)
İhlas Suresi'nde bildirilen bu gerçeğin dışında bir inanca sahip
olanlar, hiç şüphe yoktur ki doğru yoldan sapmışlardır ve dünyada da
ölümden sonraki hayatta da zarardadırlar.
Reenkarnasyon Sapkınlığına Bir Örnek…
Sözgelimi, bu sapkın felsefede, bugün zengin veya başarılı olan bir
kişinin, geçmiş hayatında iyi bir insan olduğu için, bu hayatında
zenginlikle ödüllendirildiği düşünülür. Aynı şekilde fakir, sakat ya da
başarısız olan bir kişinin geçmiş hayatında kötülükler yaptığı ve bunun
karşılığını şimdiki hayatında bu şekilde aldığı iddia edilir. Hatta bu
batıl iddiaya göre, insan yaptığı kötülüğe göre bir sonraki yaşamında
bir bitki veya bir hayvan görünümünde de olabilmektedir.
İlk bakışta reenkarnasyon inancının insanlara bazı güzel ahlak
özellikleri kazandırabileceği zannedilebilir. Çünkü, bu inanca göre bir
insan tekrar dünyaya geldiğinde en iyi koşullarda yaşamak isteyecek,
dolayısıyla şu anki hayatını, bir sonraki dünya hayatını kazanmak için
en doğru şekilde yaşamaya gayret edecektir. Ancak, hem Karma, hem
Karma'nın temelini oluşturan reenkarnasyon inancı, hem de Karma inancına
sahip olan Hinduizm, Budizm gibi felsefelerin içerdiği birçok batıl
inanış, insan aklına, mantığına, vicdanına ve fıtratına aykırıdır. Bu
nedenle de, söz konusu felsefelerin içerdiği kanun ve uygulamaların
insanlara güzel ahlak, toplumlara da gerçek anlamda huzur, güven ve
mutluluk getirmesi mümkün değildir. Bu inançların yaygın olduğu -hatta
milli din olarak kabul edildiği- ülkelerdeki yaşam koşulları ve
adaletsizlikler bunun en açık örneklerindendir.
Reenkarnasyonu Reddeden Kuran Hükümleri
Yüce Rabbimiz'in kullarına bir rahmet ve uyarıcı olarak gönderdiği
Kuran'da, "Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, Biz (ona
karşı) sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım."
(Furkan Suresi, 33) ayetinde bildirildiği gibi herşeyin bir açıklaması
bulunmaktadır. Sapkın birer inanç olan reenkarnasyon, Hinduizm, Budizm
ve Karma felsefelerinde iddia edilen öldükten sonra başka bir bedenle
tekrar dünyaya dönme inancı da bunlardan biridir.
Kuran'da en çok tekrarlanan konulardan biri, ölümle dünya hayatının sona
erdiği ve dünya hayatında işlenen amellerin karşılığının ahirette
alınacağıdır. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilmektedir:
"Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz
eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa,
artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı aaaadan
başka bir şey değildir." (Al-i İmran Suresi, 185)
Ayette bildirilen kıyamet günü ve ecirlerin eksiksizce ödeneceği
gerçeğinin yanı sıra reenkarnasyon iddiasını geçersiz kılan ve Kuran'da
bildirilen başka bir konu ise öldükten sonra dünyaya geri dönülmesini
engelleyen bir sınır (berzah) olduğunun bildirilmesidir:
"Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: "Rabbim, beni
geri çevirin." "Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde
bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi
söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar
bir engel (berzah) vardır." (Müminun Suresi, 99-100)
Ayetlerdeki ifadeler reenkarnasyon inancının ne denli sapkın ve hayali
bir inanç olduğunun birer delilidir. Yüce Rabbimiz, kullarına ecir
kazanabilmeleri için dünya hayatını bir kez nasip etmiş ve bu dünyadaki
hayatlarını ölümle sonlandıracağını açıkça bildirmiştir.
Bazı İnsanlar Neden Batıl Reenkarnasyon İnancına Yöneliyor?
Reenkarnasyon hiçbir ilahi kaynağa dayanmayan batıl bir inançtır. Ancak
sadece Hint felsefelerinde değil, dünyanın bazı bölgelerinde
reenkarnasyona inanan, daha doğrusu reenkarnasyonun doğru olmasını
isteyen insanlar bulunmaktadır. Bunun nedeni, dine inanmayan, ahiretin
varlığını inkar eden, ölümden sonra yok olmaktan veya sonsuza kadar
cehennemde kalmaktan korkan insanların, reenkarnasyonu, bu korkularını
yenmek için bir çıkar yol olarak görmeleridir. Çünkü, reenkarnasyon
inancının temelinde de ölümden korkmamak gerektiği ve insanın yeniden
doğuşlarla arzularına ulaşabileceği yönünde gerçek dışı bir telkin
yatmaktadır.
Oysa Kuran'da ölümün ve dirilişin bir kez olduğu bildirilmektedir. Her
insan dünyada sadece tek bir hayat yaşar, bu hayatından sonra ölür ve
ölümünden sonra tekrar diriltilerek, dünyada tüm yapıp ettiklerine göre
cennetle ödüllendirilir veya cehennemle azaplandırılır. Yani insanın bir
dünya hayatı, bir de sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı vardır.
İnsanların öldükten sonra dünya hayatına geri dönemeyecekleri Kuran'da
çok açık olarak bildirilmektedir:
"Yıkıma uğrattığımız bir ülaaae (tekrar dünya hayatı) imkansız
(haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler."
(Enbiya Suresi, 95)
İnsanlar Nasıl Aldatılıyor?
Dikkat edilirse, günümüzde sapkın öğretilerin propagandası yapılırken
kullanılan en önemli sloganlarından bazıları, "modernlik", "çağdaşlık",
"cesurluk" ve "özgürlük"tür. Kuşkusuz modern bir dünya görüşüne sahip
olmak, çağın gelişmelerini yakından takip etmek, yeniliğe açık olmak
güzel özelliklerdir. Ancak buradaki amaç, insanları din ahlakından
uzaklaştırmak için her türlü sapkın öğretiyi ve ahlaksızlığı süslü
telkinlerin ardında, insanlara olağanmış gibi sunmaktadır. Bundan çok
değil on yıl önce insanların kınadıkları ve kesinlikle karşı oldukları
çeşitli tavır ve davranışların, bugün artık birçok kişi tarafından
olağan karşılanmaya başlanmış olması, hatta bunları eleştirmenin yanlış
olduğu inancının yaygınlaşması söz konusu propagandanın Kuran ahlakından
uzak yaşayan kimselerin üzerinde ne kadar etkili olduğunun
göstergesidir.
Reenkarnasyon gibi inançların insanların dikkatini çekmesinin en önemli
nedenlerinden biri, dünyaca tanınan bazı sinema ve müzik sanatçılarının
bu inançlara olan ilgileridir. Tibet'te Budist giysileri içinde resimler
çektiren ya da reenkarnasyona inandıklarını açıklayan kimi ünlü
isimler, insanların dikkatlerini bu sapkın inanışlara çekmeye
çalışmaktadırlar. Bunun yanı sıra dinsizliği telkin ederek dejenerasyonu
yaymak amacıyla oluşturulan mistik ve gizemli hava da özellikle
gençlerin bu öğretilere ilgi duymalarına neden olmaktadır.
Her insan dünyada sadece tek bir hayat yaşar, bu hayatından sonra ölür
ve ölümünden sonra tekrar diriltilerek, dünyada tüm yapıp ettiklerine
göre sonsuza kadar cennette veya cehennemde kalmayı hak eder. Yani
insanın bir dünya hayatı, bir de sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı
vardır. İnsanların öldükten sonra dünya hayatına geri dönemeyecekleri,
Kuran'da çok açık olarak bildirilmektedir.
Sonuç:
"… Kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." (Rad Suresi, 28)
Yazımız boyunca geçen tüm ayetler ölümün sadece bir kez olduğunun
görülmesi açısından son derece açık ve kesindir. Kimi insanlar her ne
kadar ölüm ve ahiret korkularını yenmek ve kendilerini teselli etmek
için reenkarnasyon gibi batıl inançları kabul etmek isteseler de, gerçek
olan, öldükten sonra bir daha dünyaya gelmeyecekleridir. Yüce Allah bu
kişilerin örneğini bir Kuran ayetinde şöyle bildirmiştir:
"Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten
ise gafil olanlardır." (Rum Suresi, 7)
Unutulmamalıdır ki; her insan sadece bir kez ölecektir ve bu ölümünden
sonra, Allah'ın takdiri olarak sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı
başlayacaktır. Allah her insanı dünyada yaptığı iyilik veya kötülüklere
göre, cennetle ödüllendirecek veya cehennemle cezalandıracaktır. Allah,
sonsuz adalet sahibi, sonsuz merhametli ve şefkatli olandır ve herkese
yaptığının karşılığını eksiksiz olarak verendir.
Ölümden veya cehenneme gitme ihtimalinden korkarak, reenkarnasyon gibi
batıl inançlarda teselli aramak ise, hiç şüphesiz insana çok büyük bir
yıkım getirir. Akıl ve vicdan sahibi bir insan, bu yönde bir korkusu
varsa, cehennem azabından kurtulup cenneti umabilmek için samimi bir
kalple Allah'a yönelmeli, her an Allah'ı zikretmeli ve insanlar için tek
hidayet rehberi olan Kuran'a uymalıdır. Sonsuz huzuru arayanlar için
tek kurtuluş budur. Kuran'da bu önemli gerçek şu şekilde bildirilmiştir:
"Orada, ilk ölümün dışında başka ölüm tadmazlar. Ve (Allah da) onları
cehennem azabından korumuştur. Senin Rabbinden, bir fazl ve (lütuf)
olarak. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş' budur." (Duhan Suresi, 56- 57)
"Yıkıma uğrattığımız bir ülaaae (tekrar dünya hayatı) imkansız
(haram)dır; hiç Şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler."
(Enbiya Suresi, 95)
Karmaşık bir ruh haline, çarpık bir bakış açısına ve yanlış uygulamalara
yönelten ve Kuran'da her yönüyle reddedilen reenkarnasyon sapkınlığının
gerçek yüzü, nasıl kamufle edilmektedir?
Tamamen hayali fikirlere dayanan bu inanış, neden günümüz gençlerine
ılımlı yazı dizileri, makaleler ve dünyaca tanınan bazı sinema ve müzik
sanatçıları ile tanıtılmaya çalışılmaktadır?
Bazı insanlar her ne kadar ölüm ve ahiret korkularını yenmek ve
kendilerini bu gerçeklerden uzak tutmaya çalışarak teselli etmek için
reenkarnasyon gibi batıl inançları kabul etmek isteseler de, bu
inanışların insanlara mutlak bir huzur ve güven getirmesi neden mümkün
değildir?
Günümüzde bazı insanlar, dünya üzerinde yaşanan kaostan, kargaşadan,
kavgalardan, sıkıntılardan, insaniyetsizlikten, çekişmelerden,
samimiyetsizliklerden, bencilliklerden ve yalancılıktan uzaklaşmanın,
huzur, güven ve barış içinde bir hayat kurmanın yollarını aramaktadır.
Ancak bu arayışları sırasında ardındaki sapkın inanışları bilmeden
mistik ve gizemli bir hava oluşturularak kendilerine sunulan bazı sapkın
inanışlara da yönelebilmektedirler. Bu sapkın inanışlardan biri de
karma felsefesine dayanan reenkarnasyondur.
Reenkarnasyon Sapkınlığını İmam-ı Rabbani de Vurgulamıştır
İslam alimlerinden İmam-ı Rabbani, reenkarnasyon inancının sapkınlığını
şu şekilde bildirmiştir:
"Kalbleri hasta, bilgileri az olan bazı kimseler, hatta kendilerini,
şeyh olarak tanıtan bazı dinsizler, tenasüh (reenkarnasyon)e inanıyor.
"Ruhlar olgunlaşmadan önce, bir bedenden ayrılınca, başka bir bedene
geçer. Kemale geldikten sonra, insanlara gelmez, tenasüh yolu ile
olgunlaşmış olurlar" diyor ve tenasühle ilgili birçok hikayeler
uyduruyorlar…Tenasüh ile ruhlar kemale gelirse, Cehennem kimler için
olur, kimler azap görür? Buna inanmak, Cehennemi inkâr etmek ve hatta
öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmamak olur."
Karma İnancı Nedir?
Karma inancı, Hinduizm, Budizm ve Caynizm gibi batıl Doğu felsefelerinde
çok önemli bir yer tutmaktadır. Sanskritçe bir kelime olan Karma,
"hareket, fiil" anlamlarına gelmektedir. Hint felsefelerinde Karma
kavramı, bir "sebep-sonuç kanunu" olarak bilinmektedir. Bu nedenle
Karma'ya inanan biri, öldükten sonra gerçekleşecek olan sözde yeni
hayatındaki başarılarının, mevkisinin veya hayat şeklinin bir önceki
hayatındaki davranışlarına ve ahlakına bağlı olduğuna inanır.
Karma'nın temelinde ise, insanın ölümden sonra dünyaya tekrar başka bir
bedenle geldiği ve bu ölüp dirilmenin sürekli devam ettiği anlamına
gelen reenkarnasyon inancı bulunmaktadır.
Karma İnancına Göre Reenkarnasyon
Reenkarnasyon; bir insanın öldükten sonra başka bir bedenle dünyaya
tekrar gelmesi şeklinde özetlenen yanlış inanca verilen isimdir.
Karma felsefesinin bir sonucu olarak reenkarnasyon, -yani bir insanın
öldükten sonra başka bir bedenle dünyaya tekrar geldiği- inancı Hint
felsefelerinde çok köklü olarak yerleşmiştir. Karma felsefesi "Dinler
Tarihi" isimli kitapta kısaca şöyle açıklanmaktadır:
Bu inanışa göre, insan yaptıklarına göre hayvan, bitki, insan veya
(sözde) tanrı şeklinde doğar (Allah'ı tenzih ederiz.).
Reenkarnasyonda ahiret inancı yoktur; bunun yerine sürekli ölüp, tekrar
dünya hayatında aynı ruhla, fakat yeni bir bedenle dirilme inancı
vardır. Ancak bu, Allah'ın Kuran'da bildirdiği hükümler ile çelişen,
batıl ve sapkın bir inançtır.
Bu felsefede dikkat çeken bir başka sapkın inanç ise, insanın bir ilah
olarak da doğabileceğine inanılmasıdır. Bu, tarih boyunca inanılan en
batıl ve gerçek dışı iddiadır. Böyle bir iddia açıkça Allah'a şirk
koşmak anlamına gelmektedir. Oysa açıktır ki, hiçbir insan ilah olamaz;
tek bir İlah vardır, O da Yüce Allah'tır ve O, doğurmamış ve
doğurulmamıştır. Tüm kainatın ve canlıların sahibi, Yaratıcısı,
koruyucusu ve İlahı Allah'tır. O'nun eşi ve benzeri yoktur. Rabbimiz
olan Allah, bu gerçeği Kuran'ın İhlas Suresi'nde şöyle bildirir:
"De ki: O Allah, birdir. Allah, Samed'dir (herşey O'na muhtaçtır,
daimdir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır). O, doğurmamıştır ve
doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir." (İhlas Suresi, 1-
4)
İhlas Suresi'nde bildirilen bu gerçeğin dışında bir inanca sahip
olanlar, hiç şüphe yoktur ki doğru yoldan sapmışlardır ve dünyada da
ölümden sonraki hayatta da zarardadırlar.
Reenkarnasyon Sapkınlığına Bir Örnek…
Sözgelimi, bu sapkın felsefede, bugün zengin veya başarılı olan bir
kişinin, geçmiş hayatında iyi bir insan olduğu için, bu hayatında
zenginlikle ödüllendirildiği düşünülür. Aynı şekilde fakir, sakat ya da
başarısız olan bir kişinin geçmiş hayatında kötülükler yaptığı ve bunun
karşılığını şimdiki hayatında bu şekilde aldığı iddia edilir. Hatta bu
batıl iddiaya göre, insan yaptığı kötülüğe göre bir sonraki yaşamında
bir bitki veya bir hayvan görünümünde de olabilmektedir.
İlk bakışta reenkarnasyon inancının insanlara bazı güzel ahlak
özellikleri kazandırabileceği zannedilebilir. Çünkü, bu inanca göre bir
insan tekrar dünyaya geldiğinde en iyi koşullarda yaşamak isteyecek,
dolayısıyla şu anki hayatını, bir sonraki dünya hayatını kazanmak için
en doğru şekilde yaşamaya gayret edecektir. Ancak, hem Karma, hem
Karma'nın temelini oluşturan reenkarnasyon inancı, hem de Karma inancına
sahip olan Hinduizm, Budizm gibi felsefelerin içerdiği birçok batıl
inanış, insan aklına, mantığına, vicdanına ve fıtratına aykırıdır. Bu
nedenle de, söz konusu felsefelerin içerdiği kanun ve uygulamaların
insanlara güzel ahlak, toplumlara da gerçek anlamda huzur, güven ve
mutluluk getirmesi mümkün değildir. Bu inançların yaygın olduğu -hatta
milli din olarak kabul edildiği- ülkelerdeki yaşam koşulları ve
adaletsizlikler bunun en açık örneklerindendir.
Reenkarnasyonu Reddeden Kuran Hükümleri
Yüce Rabbimiz'in kullarına bir rahmet ve uyarıcı olarak gönderdiği
Kuran'da, "Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, Biz (ona
karşı) sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım."
(Furkan Suresi, 33) ayetinde bildirildiği gibi herşeyin bir açıklaması
bulunmaktadır. Sapkın birer inanç olan reenkarnasyon, Hinduizm, Budizm
ve Karma felsefelerinde iddia edilen öldükten sonra başka bir bedenle
tekrar dünyaya dönme inancı da bunlardan biridir.
Kuran'da en çok tekrarlanan konulardan biri, ölümle dünya hayatının sona
erdiği ve dünya hayatında işlenen amellerin karşılığının ahirette
alınacağıdır. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilmektedir:
"Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz
eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa,
artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı aaaadan
başka bir şey değildir." (Al-i İmran Suresi, 185)
Ayette bildirilen kıyamet günü ve ecirlerin eksiksizce ödeneceği
gerçeğinin yanı sıra reenkarnasyon iddiasını geçersiz kılan ve Kuran'da
bildirilen başka bir konu ise öldükten sonra dünyaya geri dönülmesini
engelleyen bir sınır (berzah) olduğunun bildirilmesidir:
"Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: "Rabbim, beni
geri çevirin." "Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde
bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi
söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar
bir engel (berzah) vardır." (Müminun Suresi, 99-100)
Ayetlerdeki ifadeler reenkarnasyon inancının ne denli sapkın ve hayali
bir inanç olduğunun birer delilidir. Yüce Rabbimiz, kullarına ecir
kazanabilmeleri için dünya hayatını bir kez nasip etmiş ve bu dünyadaki
hayatlarını ölümle sonlandıracağını açıkça bildirmiştir.
Bazı İnsanlar Neden Batıl Reenkarnasyon İnancına Yöneliyor?
Reenkarnasyon hiçbir ilahi kaynağa dayanmayan batıl bir inançtır. Ancak
sadece Hint felsefelerinde değil, dünyanın bazı bölgelerinde
reenkarnasyona inanan, daha doğrusu reenkarnasyonun doğru olmasını
isteyen insanlar bulunmaktadır. Bunun nedeni, dine inanmayan, ahiretin
varlığını inkar eden, ölümden sonra yok olmaktan veya sonsuza kadar
cehennemde kalmaktan korkan insanların, reenkarnasyonu, bu korkularını
yenmek için bir çıkar yol olarak görmeleridir. Çünkü, reenkarnasyon
inancının temelinde de ölümden korkmamak gerektiği ve insanın yeniden
doğuşlarla arzularına ulaşabileceği yönünde gerçek dışı bir telkin
yatmaktadır.
Oysa Kuran'da ölümün ve dirilişin bir kez olduğu bildirilmektedir. Her
insan dünyada sadece tek bir hayat yaşar, bu hayatından sonra ölür ve
ölümünden sonra tekrar diriltilerek, dünyada tüm yapıp ettiklerine göre
cennetle ödüllendirilir veya cehennemle azaplandırılır. Yani insanın bir
dünya hayatı, bir de sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı vardır.
İnsanların öldükten sonra dünya hayatına geri dönemeyecekleri Kuran'da
çok açık olarak bildirilmektedir:
"Yıkıma uğrattığımız bir ülaaae (tekrar dünya hayatı) imkansız
(haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler."
(Enbiya Suresi, 95)
İnsanlar Nasıl Aldatılıyor?
Dikkat edilirse, günümüzde sapkın öğretilerin propagandası yapılırken
kullanılan en önemli sloganlarından bazıları, "modernlik", "çağdaşlık",
"cesurluk" ve "özgürlük"tür. Kuşkusuz modern bir dünya görüşüne sahip
olmak, çağın gelişmelerini yakından takip etmek, yeniliğe açık olmak
güzel özelliklerdir. Ancak buradaki amaç, insanları din ahlakından
uzaklaştırmak için her türlü sapkın öğretiyi ve ahlaksızlığı süslü
telkinlerin ardında, insanlara olağanmış gibi sunmaktadır. Bundan çok
değil on yıl önce insanların kınadıkları ve kesinlikle karşı oldukları
çeşitli tavır ve davranışların, bugün artık birçok kişi tarafından
olağan karşılanmaya başlanmış olması, hatta bunları eleştirmenin yanlış
olduğu inancının yaygınlaşması söz konusu propagandanın Kuran ahlakından
uzak yaşayan kimselerin üzerinde ne kadar etkili olduğunun
göstergesidir.
Reenkarnasyon gibi inançların insanların dikkatini çekmesinin en önemli
nedenlerinden biri, dünyaca tanınan bazı sinema ve müzik sanatçılarının
bu inançlara olan ilgileridir. Tibet'te Budist giysileri içinde resimler
çektiren ya da reenkarnasyona inandıklarını açıklayan kimi ünlü
isimler, insanların dikkatlerini bu sapkın inanışlara çekmeye
çalışmaktadırlar. Bunun yanı sıra dinsizliği telkin ederek dejenerasyonu
yaymak amacıyla oluşturulan mistik ve gizemli hava da özellikle
gençlerin bu öğretilere ilgi duymalarına neden olmaktadır.
Her insan dünyada sadece tek bir hayat yaşar, bu hayatından sonra ölür
ve ölümünden sonra tekrar diriltilerek, dünyada tüm yapıp ettiklerine
göre sonsuza kadar cennette veya cehennemde kalmayı hak eder. Yani
insanın bir dünya hayatı, bir de sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı
vardır. İnsanların öldükten sonra dünya hayatına geri dönemeyecekleri,
Kuran'da çok açık olarak bildirilmektedir.
Sonuç:
"… Kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." (Rad Suresi, 28)
Yazımız boyunca geçen tüm ayetler ölümün sadece bir kez olduğunun
görülmesi açısından son derece açık ve kesindir. Kimi insanlar her ne
kadar ölüm ve ahiret korkularını yenmek ve kendilerini teselli etmek
için reenkarnasyon gibi batıl inançları kabul etmek isteseler de, gerçek
olan, öldükten sonra bir daha dünyaya gelmeyecekleridir. Yüce Allah bu
kişilerin örneğini bir Kuran ayetinde şöyle bildirmiştir:
"Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten
ise gafil olanlardır." (Rum Suresi, 7)
Unutulmamalıdır ki; her insan sadece bir kez ölecektir ve bu ölümünden
sonra, Allah'ın takdiri olarak sonsuza kadar yaşayacağı ahiret hayatı
başlayacaktır. Allah her insanı dünyada yaptığı iyilik veya kötülüklere
göre, cennetle ödüllendirecek veya cehennemle cezalandıracaktır. Allah,
sonsuz adalet sahibi, sonsuz merhametli ve şefkatli olandır ve herkese
yaptığının karşılığını eksiksiz olarak verendir.
Ölümden veya cehenneme gitme ihtimalinden korkarak, reenkarnasyon gibi
batıl inançlarda teselli aramak ise, hiç şüphesiz insana çok büyük bir
yıkım getirir. Akıl ve vicdan sahibi bir insan, bu yönde bir korkusu
varsa, cehennem azabından kurtulup cenneti umabilmek için samimi bir
kalple Allah'a yönelmeli, her an Allah'ı zikretmeli ve insanlar için tek
hidayet rehberi olan Kuran'a uymalıdır. Sonsuz huzuru arayanlar için
tek kurtuluş budur. Kuran'da bu önemli gerçek şu şekilde bildirilmiştir:
"Orada, ilk ölümün dışında başka ölüm tadmazlar. Ve (Allah da) onları
cehennem azabından korumuştur. Senin Rabbinden, bir fazl ve (lütuf)
olarak. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş' budur." (Duhan Suresi, 56- 57)
"Yıkıma uğrattığımız bir ülaaae (tekrar dünya hayatı) imkansız
(haram)dır; hiç Şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler."
(Enbiya Suresi, 95)
DonaLd- кσρυкƒям üує-üує
- Mesaj Sayısı : 24
Rep Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 24/05/10
Similar topics
» Regaip Kandili Nedir ? Regaip Kandilinin Önemi Nedir ?
» Kadir Gecesi Nedir ? Kadir Gecesinin Önemi Nedir ?
» Lenf Nedir?, Lenf Sözünün Anlamı Nedir?
» Şevval Ayı Nedir ? Şevval Ayının Önemi Nedir ?
» Gothic Nedir,Gothic Ne demek,Gotik nedir
» Kadir Gecesi Nedir ? Kadir Gecesinin Önemi Nedir ?
» Lenf Nedir?, Lenf Sözünün Anlamı Nedir?
» Şevval Ayı Nedir ? Şevval Ayının Önemi Nedir ?
» Gothic Nedir,Gothic Ne demek,Gotik nedir
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz