.Rasulullah (s.a.s.)'ın Belirtileri
1 sayfadaki 1 sayfası
.Rasulullah (s.a.s.)'ın Belirtileri
Rasulullah (s.a.s.)'ın Belirtileri
Rasûlullah (s.a.s.)'ın Yüce Allah elçisi olduğuna dair çok sayıda belirtiler bulunmaktadır; bunların birkaçını şöyle sıralamak mümkündür:
(1) Kur'ân-ı Kerîm: Ki o Allah (c.c.)'ın Rasûlullah'i peygamber olarak gönderdiği andan günümüze ve günümüzden kıyamet gününe kadar Arapları ve diğerlerini şayet doğruluğunda bir kuşku duyuyorlarsa bir benzerini getirmeye çağırmaktadır. Allah Teâlâ bütün belâğât sahiplerini bu konuda aciz bıraktı. Cinler ve başkalarını da bir benzerini getirmekten alıkoydu. Yüce Allah buyuruyor ki: "Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız haydi onun benzeri bir sûre getirin; eğer iddianızda doğru iseniz Allah'tan gayrı şahitlerinizi (yardımcılarınızı) de çağırın" (Bakara 22) Yine Yüce Allah: "Yoksa onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah'tan başka gü¤cünüzün yettiklerini çağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sûre geti¤rin." (Yûnus 38) buyurmaktadır.
(2) Mekke'de Kureyşliler ondan bir mucize istediklerinde Yüce Allah onun için ayı ikiye ayırdı. Bunun üzerine Yüce Allah şu âyetleri indirdi: "Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı. Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çe¤virirler ve 'Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür' derler." (Kamer 1-2)
(3) Câbir'in evinde Hendek Savaşı sırasında da Ebû Talha'nm evinde birçok kişiyi doyurdu.
Bir defasında Rasûlullah döıt müdve bir dişi oğlak ile 80 kişiyi; bir defasında da Enes b. Mâlik'in elinde getirdiği birkaç arpa ekmeği ile bi¤rinci defadan daha çok kişiyi doyurdu. Diğer bir defada ise Beşir b. Sa'îd'in kızının elinde getirdiği çok az hurma ile 900 kişilik tüm orduyu doyurdu. Ordu doyasıya o hurmadan yedi ve hurma arttı.
(4) Parmaklan arasından su aktı. Susamış olan askerlerin tümü o sudan içti ve abdest aldı. Bütün su Rasûlullah (s.a.s.)'m mübarek ellerini açıp kapatabildiği bir kabın içerisinde idi. O'nun abdest suyunu bir defa için de hiç su olmayan Tebûk çeşmesine bir defa da Hudeybiye kuyusuna döktüler. Gerek çeşme gerekse kuyu su ile dolup taştılar. Tebûk çeşmesinden sayılan binlerce olan askerlerin tamamı kanıncaya kadar içtiler. Bu çeşme kıyamet gününe kadar akıp gidecektir. Hudeybiye kuyusundan ise 1.400 kişi kanıncaya kadar içtiler. Halbuki bu kuyuda daha önce hiç su yoktu.
(5) Rasûlullah (s.a.s.) Ömer b. Hattâb'a hacim olarak bir devenin göv¤desi kadar görünen hurmadan 400 süvariye yiyecek sağlamasını emretti. Ömer de hepsine yiyecek sağladı. Hurma devenin gövdesi kadar yine olduğu gibi artakaldı.
(6) Avuç dolusu toprağı düşman askerlere doğru serptiğinde onların gözleri görmez oldu. Bu konuda Kur'ân-ı Kerîm'de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "...attığın zaman da sen atmadın fakat Allah attı (onu)..." (Enfâl 17).
(7) Yüce Allah O'nu göndermekle kâhinliği ortadan kaldırdı. Halbuki kâhinlik daha önce var olan bir olgu idi.
(8) O'na minber yapıldığında daha önce üzerinde hutbe okuduğu ağaç kütüğünden deve sesini andıran bir inilti duyuldu. Öyle ki orada hazır bulunan herkes bu iniltiyi duydu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.) kütüğü minbere ekledi. Böylelikle inilti sesi kesildi. Günümüze dek kütüğün yeri bellidir ve bilinmektedir.
(9) Hz. Peygamber (s.a.s.) Yahudilere ölümü temenni etmeleri için çağrıda bulundu. Ölümü temenni etmeyeceklerini onlara bildirdi. Gerçek¤ten de onlar ölümü temenni etmeyi telaffuz etmekten bile çekindiler. Bu olay Kur'ân-ı Kerîm'de eksiksiz bir biçimde anlatılmıştır.
(10) Gayb ile ilgili bazı olayları bildirmiştir: Ammâr'ın zâlim bir top¤luluk tarafından öldürüleceğini söyledi. Osman (r.a.)'rn belalara duçar olacağını ikaz etti. Onu cennetle müjdeledi. Allah'ın Hasan b. Ali (r.a.) aracılığı ile iki büyük Müslüman topluluğu barıştıracağını bildirdi. Bunların hepsi oldu. Allah yolunda çarpışan bir kişi hakkında onun ateş ehlinden olacağını bildirdi. Bu da ortaya çıktı. Zira o adam daha sonra intihar etti.
Bu olayların hiç biri zamanın önceden bilgi edinme yolları olarak ka¤bul edilen; yıldızlara kürek kemiğine ve yazıya/çizgiye bakma ve kuş ürkütme ile asla bilinmez.
(11) Suraka b. Mâlik b. Cü'şüm O'nu takip etti. Atının ayakları yere battı. Ayakları yerden çıkardı. Bu defa ayakların çıktığı yerden bir duman onu izledi. Suraka Hz. Peygamber'den eman dilemek zorunda kaldı. Ra-sûlullah da ona dua etti. Böylece atı kurtuldu.
(12) Rasûlullah (s.a.s.) Kisra'nın bileziklerinin Suraka'nın kollarına takılacağını bildirdi o da gerçekleşti
(13) Yemen'in San'a şehrinde bulunan Esved el-Ansî adlı yalancının öl¤dürüldüğü gece onun ölüm haberini ve kimlerin onu öldürdüğünü bildirdi.
(14) Aralarında tuzlu deniz ve birkaç günlük kara yolu mesafesi olma¤sına rağmen Necaşî'nin ölüm haberini bildirdi. Tüm ashabı ile birlikte Bakî' mezarlığına gittiler. Onun cenaze namazını kıldılar. Sonra haber alındığında Necaşî'nin gerçekten Rasûlullah (s.a.s.)'ın bildirdiği gün öldüğü ortaya çıktı.
(15) Kureyşlilerden 100 kişi iddialarınca onu Öldürmek için evinin önünde onu beklerken; O çıktı yüzlerine toprak serpti. Hiç biri O'nu görmedi.
(16) Ashabının huzurunda deve ona şikâyette bulundu. Ona boyun eğip saygı gösterdi.
(17) Sahabîlerinden bir gruba: Sizden biri ateş ehlidir. Onun azı dişi Uhud dağı gibi olacaktır. Hitap ettiği sahabîlerin hepsi İslâm üzere vefat ettiler. Onlardan biri olan Rehhal el-Hanefî ise irtidat etti. Müseylime-tü'1-Kezzâb ile birlikte mürted olarak öldürüldü. Yüce Allah her ikisine de lanet etsin..
(18) Ashabından iki kişiye: Sizden en son ölecek kişi ateşte yanarak öle¤cektir. Gerçekten de onlardan son ölen kişi ateşe düştü ve yanarak öldü.
(19) İki ağacı çağırdı. Ağaçlar gelip onun yanında birleştiler. Sonra onlara emretti ve onlar birbirinden ayrıldılar.
(20) Rasûlullah (s.a.s.) orta boylu sayılırdı. Uzun boylularla birlikte yürüdüğünde onlardan uzun görünüyordu
(21) Hristiyanları lanetleşmek üzere mübâheleyedavet etti. Onlara mübâhelede bulunacak herkesin helak olacağını bildirdi. Sözünün doğruluğuna inandıklarından hepsi mübâheleden kaçındılar.
(22) Arapların kahramanı ve suikastçılarından Âmir b. et-Tufeyl b. Mâlik b. Ca'fer b. Kilâb b. Rabia b. Amir b. Sa'sa'a ile Erbed b. Kaysb. Cez' b. Hâlid b. Ca'fer b. Kilâb Rasûlullah (s.a.s.)'ı öldürmek üzere yanı¤na geldiler. Yüce Allah bu iki kişinin suikastını engelledi. Erbed ile Rasû¤lullah (s.a.s.)'m arasına bir kez Amir'i bir kez de bir suru engel olarak koydu. (Dolayısıyla Erbed Rasûlullah'a kılıç sallayamadı.) Rasûlullah (s.a.s.) ikisine de beddua etti. Dönüşte Amir [taundan] helak oldu. Erbed'e de yıldırım çarptı ve onu yaktı. Allah her ikisine de lanet etsin
(23) Ubey b. Halef el-Cumâhî'yi öldüreceğini bildirdi. Uhud Sava-şı'nda onu hafif bir şekilde yaraladı. Ubey'in ölümü bu yaralamadan dolayı oldu.
(24) Ona zehir yedirildi. Onunla birlikte zehir yiyenler anında öldüler. Rasûlullah (s.a.s.) ise dört yıl daha yaşadı. Zehirli koyunun kolu konuşup zehirli olduğunu O'na bildirdi.
(25) Bedir Savaşı'nda ashabına Kureyşli kahramanların dövüştükleri yerleri tek tek gösterdi. Ashâb onların bulundukları yerleri kuşattılar. Hiçbiri bulundukları yerden ileri gidemediler.
(26) Ümmetinden bir birliğin deniz yolu ile gazveye çıkacağını bildirdi. Ümmü Haram bint Milhan'a da: "Sen onlardasın" dedi. Gerçekten de o deniz seferine katılanlardan oldu. Ümmetinden bir kısım insanların deniz yolu ile gazveye çıktıkları ise doğrudur.
(27) Yeryüzü dürüldü doğusuyla batısıyla hepsi ona göründü. Ümmetinin egemen olacağı yerleri kendisi için dürülen bu yeryüzünde gösterdi. Onun dediği çıktı. Ümmetinin egemenliği doğuda Sind ve Türk bölgele¤rinden batının en ücra köşesi olan Endülüs'teki Atlas Okyanusu sahillerine ve Berberilerin ülkelerine kadar ulaştı. Bu egemenlik güneyden kuzeye tam yayılamadı. Yani doğudan batıya olan yayılış gibi olmadı. Bu yayılış tamamen Rasûlullah (s.a.s.)'m bildirdiği şekilde oldu.
(28) Kızı Fâtıma'ya ailesinden kendisine ilk önce onun erişeceğini bildirdi. Gerçekten de Rasûlullah (s.a.s.)'dan sonra ailesinden ilk vefat eden kişi Hz. Falıma oldu.
(29) Hanımlarına (Allah hepsinden razı olsun) eli en uzun olanın ken¤disine en çabuk erişeceğini bildirdi. Zeyneb bint Cahş el-Esedîyye en çok sadaka verdiğinden ona eli en uzun olan denilmişti ve Rasûlullah (s.a.s.)'dan sonra O'nun hanımlarından ilk önce vefat eden Zeyneb oldu.
(30) Bir koyunun memesine elini sürdü. Onun sütü bereketlendi. Memesinden bolca süt aktı. Bu olay Abdullah b. Mes'ûd'un İslâm'a girmesine sebeb oldu. Diğer bir defa da Ümmü Ma'bed el-Huzâî'nin çadırlarında böyle bir olay yaşandı.
(31) Ashabından Katâde'nin gözü yerinden çıktı. Rasûlullah (s.a.s.) onu yerine koydu. En sağlıklı ve en güzel gözü o oldu.
(32) Hayber gününde Ali (r.a.)'nin iltihaplı gözlerine tükürüğünü sürdü. Gözleri hemencecik iyileşti. Ondan sonrada hiç iltihaplanmadı. Sancağı ona verdi ve onu gönderdi. O zaman şöyle buyurdu: "Allah fetih nasip edinceye kadar o geri dönmez." Buyurduğu gibi oldu. Ali (k.v.) Hayber kalesini fethetmeden geri dönmedi.
(33) Sahabîler Rasûlullah (s.a.s.)'ın yediği yemeğin tesbihatım işitiyorlardı.
(34) Ashabından bazılarının ayaklan yaralandı. Onların ayaklarına ellerini sürünce hemencecik iyileştiler..
(35) Kendisinin de içinde bulunduğu askeri birliğin azığı azaldı. Arta kalan azığın hepsinin getirilmesini istedi. Hepsi toplandığında gerçekten çok az olduğu anlaşıldı. Rasûlullah (s.a.s.) azığın bereketlenmesi için dua etti. Sonra herkesin azık almasını emretti. Ordugâhta bulunan kapların hiç biri boş kalmadı. Hepsi azıkla doldu.
(36) Hakem b. Ebi'l-ÂsRasûlullah (s.a.s.)'ın yürüyüşünü alaylı bir şekilde taklit etti. Rasûlullah (s.a.s.) da ona: "Taklit ettiğin gibi ol!" dedi. Bunun üzerine o ölünceye kadar hep titredi
(37) Rasûlullah (s.a.s.) Umâme bint el-Hâris b. Avf' b. Ebî Harise b. Mürre b. Nüşbe b. Gayz b. Mürre b. Avf b. Sa'd b. Zubyan'a evlenme teklifinde bulundu. Kavminin efendisi katı bir bedevî olan babası: "Kızımda beyazlık var." dedi. Araplar böyle bir ifade ile abraşlığı ima ediyorlardı. Rasûlullah (s.a.s.): "Öyle olsun!" buyurdu. Hemen o anda kız abraşhk hastalığına yakalandı. Babası döndü kızın başına gelenleri gördü. Onu amcası oğlu Yezîd b. Cemre b. Avf b. Ebî Harise ile evlendirdi. İbn Bersa (Ab-raşlının oğlu)-diye tanınan şâir Şebib b. Yezîd'i doğurdu.
Yukarıda saydıklarımızın dışında Rasûlullah (s.a.s.)'m birçok belirtileri ve mucizeleri bulunmaktadır. Biz ancak meşhur ve tevatür ile naklolu-nanları sunduk. Başarı Allah'tandır.
Rasûlullah (s.a.s.)'ın Yüce Allah elçisi olduğuna dair çok sayıda belirtiler bulunmaktadır; bunların birkaçını şöyle sıralamak mümkündür:
(1) Kur'ân-ı Kerîm: Ki o Allah (c.c.)'ın Rasûlullah'i peygamber olarak gönderdiği andan günümüze ve günümüzden kıyamet gününe kadar Arapları ve diğerlerini şayet doğruluğunda bir kuşku duyuyorlarsa bir benzerini getirmeye çağırmaktadır. Allah Teâlâ bütün belâğât sahiplerini bu konuda aciz bıraktı. Cinler ve başkalarını da bir benzerini getirmekten alıkoydu. Yüce Allah buyuruyor ki: "Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız haydi onun benzeri bir sûre getirin; eğer iddianızda doğru iseniz Allah'tan gayrı şahitlerinizi (yardımcılarınızı) de çağırın" (Bakara 22) Yine Yüce Allah: "Yoksa onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah'tan başka gü¤cünüzün yettiklerini çağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sûre geti¤rin." (Yûnus 38) buyurmaktadır.
(2) Mekke'de Kureyşliler ondan bir mucize istediklerinde Yüce Allah onun için ayı ikiye ayırdı. Bunun üzerine Yüce Allah şu âyetleri indirdi: "Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı. Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çe¤virirler ve 'Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür' derler." (Kamer 1-2)
(3) Câbir'in evinde Hendek Savaşı sırasında da Ebû Talha'nm evinde birçok kişiyi doyurdu.
Bir defasında Rasûlullah döıt müdve bir dişi oğlak ile 80 kişiyi; bir defasında da Enes b. Mâlik'in elinde getirdiği birkaç arpa ekmeği ile bi¤rinci defadan daha çok kişiyi doyurdu. Diğer bir defada ise Beşir b. Sa'îd'in kızının elinde getirdiği çok az hurma ile 900 kişilik tüm orduyu doyurdu. Ordu doyasıya o hurmadan yedi ve hurma arttı.
(4) Parmaklan arasından su aktı. Susamış olan askerlerin tümü o sudan içti ve abdest aldı. Bütün su Rasûlullah (s.a.s.)'m mübarek ellerini açıp kapatabildiği bir kabın içerisinde idi. O'nun abdest suyunu bir defa için de hiç su olmayan Tebûk çeşmesine bir defa da Hudeybiye kuyusuna döktüler. Gerek çeşme gerekse kuyu su ile dolup taştılar. Tebûk çeşmesinden sayılan binlerce olan askerlerin tamamı kanıncaya kadar içtiler. Bu çeşme kıyamet gününe kadar akıp gidecektir. Hudeybiye kuyusundan ise 1.400 kişi kanıncaya kadar içtiler. Halbuki bu kuyuda daha önce hiç su yoktu.
(5) Rasûlullah (s.a.s.) Ömer b. Hattâb'a hacim olarak bir devenin göv¤desi kadar görünen hurmadan 400 süvariye yiyecek sağlamasını emretti. Ömer de hepsine yiyecek sağladı. Hurma devenin gövdesi kadar yine olduğu gibi artakaldı.
(6) Avuç dolusu toprağı düşman askerlere doğru serptiğinde onların gözleri görmez oldu. Bu konuda Kur'ân-ı Kerîm'de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "...attığın zaman da sen atmadın fakat Allah attı (onu)..." (Enfâl 17).
(7) Yüce Allah O'nu göndermekle kâhinliği ortadan kaldırdı. Halbuki kâhinlik daha önce var olan bir olgu idi.
(8) O'na minber yapıldığında daha önce üzerinde hutbe okuduğu ağaç kütüğünden deve sesini andıran bir inilti duyuldu. Öyle ki orada hazır bulunan herkes bu iniltiyi duydu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.) kütüğü minbere ekledi. Böylelikle inilti sesi kesildi. Günümüze dek kütüğün yeri bellidir ve bilinmektedir.
(9) Hz. Peygamber (s.a.s.) Yahudilere ölümü temenni etmeleri için çağrıda bulundu. Ölümü temenni etmeyeceklerini onlara bildirdi. Gerçek¤ten de onlar ölümü temenni etmeyi telaffuz etmekten bile çekindiler. Bu olay Kur'ân-ı Kerîm'de eksiksiz bir biçimde anlatılmıştır.
(10) Gayb ile ilgili bazı olayları bildirmiştir: Ammâr'ın zâlim bir top¤luluk tarafından öldürüleceğini söyledi. Osman (r.a.)'rn belalara duçar olacağını ikaz etti. Onu cennetle müjdeledi. Allah'ın Hasan b. Ali (r.a.) aracılığı ile iki büyük Müslüman topluluğu barıştıracağını bildirdi. Bunların hepsi oldu. Allah yolunda çarpışan bir kişi hakkında onun ateş ehlinden olacağını bildirdi. Bu da ortaya çıktı. Zira o adam daha sonra intihar etti.
Bu olayların hiç biri zamanın önceden bilgi edinme yolları olarak ka¤bul edilen; yıldızlara kürek kemiğine ve yazıya/çizgiye bakma ve kuş ürkütme ile asla bilinmez.
(11) Suraka b. Mâlik b. Cü'şüm O'nu takip etti. Atının ayakları yere battı. Ayakları yerden çıkardı. Bu defa ayakların çıktığı yerden bir duman onu izledi. Suraka Hz. Peygamber'den eman dilemek zorunda kaldı. Ra-sûlullah da ona dua etti. Böylece atı kurtuldu.
(12) Rasûlullah (s.a.s.) Kisra'nın bileziklerinin Suraka'nın kollarına takılacağını bildirdi o da gerçekleşti
(13) Yemen'in San'a şehrinde bulunan Esved el-Ansî adlı yalancının öl¤dürüldüğü gece onun ölüm haberini ve kimlerin onu öldürdüğünü bildirdi.
(14) Aralarında tuzlu deniz ve birkaç günlük kara yolu mesafesi olma¤sına rağmen Necaşî'nin ölüm haberini bildirdi. Tüm ashabı ile birlikte Bakî' mezarlığına gittiler. Onun cenaze namazını kıldılar. Sonra haber alındığında Necaşî'nin gerçekten Rasûlullah (s.a.s.)'ın bildirdiği gün öldüğü ortaya çıktı.
(15) Kureyşlilerden 100 kişi iddialarınca onu Öldürmek için evinin önünde onu beklerken; O çıktı yüzlerine toprak serpti. Hiç biri O'nu görmedi.
(16) Ashabının huzurunda deve ona şikâyette bulundu. Ona boyun eğip saygı gösterdi.
(17) Sahabîlerinden bir gruba: Sizden biri ateş ehlidir. Onun azı dişi Uhud dağı gibi olacaktır. Hitap ettiği sahabîlerin hepsi İslâm üzere vefat ettiler. Onlardan biri olan Rehhal el-Hanefî ise irtidat etti. Müseylime-tü'1-Kezzâb ile birlikte mürted olarak öldürüldü. Yüce Allah her ikisine de lanet etsin..
(18) Ashabından iki kişiye: Sizden en son ölecek kişi ateşte yanarak öle¤cektir. Gerçekten de onlardan son ölen kişi ateşe düştü ve yanarak öldü.
(19) İki ağacı çağırdı. Ağaçlar gelip onun yanında birleştiler. Sonra onlara emretti ve onlar birbirinden ayrıldılar.
(20) Rasûlullah (s.a.s.) orta boylu sayılırdı. Uzun boylularla birlikte yürüdüğünde onlardan uzun görünüyordu
(21) Hristiyanları lanetleşmek üzere mübâheleyedavet etti. Onlara mübâhelede bulunacak herkesin helak olacağını bildirdi. Sözünün doğruluğuna inandıklarından hepsi mübâheleden kaçındılar.
(22) Arapların kahramanı ve suikastçılarından Âmir b. et-Tufeyl b. Mâlik b. Ca'fer b. Kilâb b. Rabia b. Amir b. Sa'sa'a ile Erbed b. Kaysb. Cez' b. Hâlid b. Ca'fer b. Kilâb Rasûlullah (s.a.s.)'ı öldürmek üzere yanı¤na geldiler. Yüce Allah bu iki kişinin suikastını engelledi. Erbed ile Rasû¤lullah (s.a.s.)'m arasına bir kez Amir'i bir kez de bir suru engel olarak koydu. (Dolayısıyla Erbed Rasûlullah'a kılıç sallayamadı.) Rasûlullah (s.a.s.) ikisine de beddua etti. Dönüşte Amir [taundan] helak oldu. Erbed'e de yıldırım çarptı ve onu yaktı. Allah her ikisine de lanet etsin
(23) Ubey b. Halef el-Cumâhî'yi öldüreceğini bildirdi. Uhud Sava-şı'nda onu hafif bir şekilde yaraladı. Ubey'in ölümü bu yaralamadan dolayı oldu.
(24) Ona zehir yedirildi. Onunla birlikte zehir yiyenler anında öldüler. Rasûlullah (s.a.s.) ise dört yıl daha yaşadı. Zehirli koyunun kolu konuşup zehirli olduğunu O'na bildirdi.
(25) Bedir Savaşı'nda ashabına Kureyşli kahramanların dövüştükleri yerleri tek tek gösterdi. Ashâb onların bulundukları yerleri kuşattılar. Hiçbiri bulundukları yerden ileri gidemediler.
(26) Ümmetinden bir birliğin deniz yolu ile gazveye çıkacağını bildirdi. Ümmü Haram bint Milhan'a da: "Sen onlardasın" dedi. Gerçekten de o deniz seferine katılanlardan oldu. Ümmetinden bir kısım insanların deniz yolu ile gazveye çıktıkları ise doğrudur.
(27) Yeryüzü dürüldü doğusuyla batısıyla hepsi ona göründü. Ümmetinin egemen olacağı yerleri kendisi için dürülen bu yeryüzünde gösterdi. Onun dediği çıktı. Ümmetinin egemenliği doğuda Sind ve Türk bölgele¤rinden batının en ücra köşesi olan Endülüs'teki Atlas Okyanusu sahillerine ve Berberilerin ülkelerine kadar ulaştı. Bu egemenlik güneyden kuzeye tam yayılamadı. Yani doğudan batıya olan yayılış gibi olmadı. Bu yayılış tamamen Rasûlullah (s.a.s.)'m bildirdiği şekilde oldu.
(28) Kızı Fâtıma'ya ailesinden kendisine ilk önce onun erişeceğini bildirdi. Gerçekten de Rasûlullah (s.a.s.)'dan sonra ailesinden ilk vefat eden kişi Hz. Falıma oldu.
(29) Hanımlarına (Allah hepsinden razı olsun) eli en uzun olanın ken¤disine en çabuk erişeceğini bildirdi. Zeyneb bint Cahş el-Esedîyye en çok sadaka verdiğinden ona eli en uzun olan denilmişti ve Rasûlullah (s.a.s.)'dan sonra O'nun hanımlarından ilk önce vefat eden Zeyneb oldu.
(30) Bir koyunun memesine elini sürdü. Onun sütü bereketlendi. Memesinden bolca süt aktı. Bu olay Abdullah b. Mes'ûd'un İslâm'a girmesine sebeb oldu. Diğer bir defa da Ümmü Ma'bed el-Huzâî'nin çadırlarında böyle bir olay yaşandı.
(31) Ashabından Katâde'nin gözü yerinden çıktı. Rasûlullah (s.a.s.) onu yerine koydu. En sağlıklı ve en güzel gözü o oldu.
(32) Hayber gününde Ali (r.a.)'nin iltihaplı gözlerine tükürüğünü sürdü. Gözleri hemencecik iyileşti. Ondan sonrada hiç iltihaplanmadı. Sancağı ona verdi ve onu gönderdi. O zaman şöyle buyurdu: "Allah fetih nasip edinceye kadar o geri dönmez." Buyurduğu gibi oldu. Ali (k.v.) Hayber kalesini fethetmeden geri dönmedi.
(33) Sahabîler Rasûlullah (s.a.s.)'ın yediği yemeğin tesbihatım işitiyorlardı.
(34) Ashabından bazılarının ayaklan yaralandı. Onların ayaklarına ellerini sürünce hemencecik iyileştiler..
(35) Kendisinin de içinde bulunduğu askeri birliğin azığı azaldı. Arta kalan azığın hepsinin getirilmesini istedi. Hepsi toplandığında gerçekten çok az olduğu anlaşıldı. Rasûlullah (s.a.s.) azığın bereketlenmesi için dua etti. Sonra herkesin azık almasını emretti. Ordugâhta bulunan kapların hiç biri boş kalmadı. Hepsi azıkla doldu.
(36) Hakem b. Ebi'l-ÂsRasûlullah (s.a.s.)'ın yürüyüşünü alaylı bir şekilde taklit etti. Rasûlullah (s.a.s.) da ona: "Taklit ettiğin gibi ol!" dedi. Bunun üzerine o ölünceye kadar hep titredi
(37) Rasûlullah (s.a.s.) Umâme bint el-Hâris b. Avf' b. Ebî Harise b. Mürre b. Nüşbe b. Gayz b. Mürre b. Avf b. Sa'd b. Zubyan'a evlenme teklifinde bulundu. Kavminin efendisi katı bir bedevî olan babası: "Kızımda beyazlık var." dedi. Araplar böyle bir ifade ile abraşlığı ima ediyorlardı. Rasûlullah (s.a.s.): "Öyle olsun!" buyurdu. Hemen o anda kız abraşhk hastalığına yakalandı. Babası döndü kızın başına gelenleri gördü. Onu amcası oğlu Yezîd b. Cemre b. Avf b. Ebî Harise ile evlendirdi. İbn Bersa (Ab-raşlının oğlu)-diye tanınan şâir Şebib b. Yezîd'i doğurdu.
Yukarıda saydıklarımızın dışında Rasûlullah (s.a.s.)'m birçok belirtileri ve mucizeleri bulunmaktadır. Biz ancak meşhur ve tevatür ile naklolu-nanları sunduk. Başarı Allah'tandır.
CageOfMan- • HızLı üye •
- Mesaj Sayısı : 159
Rep Sayısı : 190
Kayıt tarihi : 25/05/10
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz