Miraç KandiLi iLe iLgiLi herşey .
1 sayfadaki 1 sayfası
Miraç KandiLi iLe iLgiLi herşey .
1MİRAÇ KANDİLİ
Feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biri de Miraç
Gecesidir Miraç bir yükseliştir bütün süfli duygulardan beşeri hislerden ter
temiz bir kulluğa en yüce mertebeye terakki
ediştir Resulullahın (asm) şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız
bir terakki ufkudur
Bu ulvi seyahat mucizelerin en büyüğüdür
Miraç mucizesi Kur'ân-ı Kerimde âyetlerle anlatılmış ve varlığı inkâr
edilemeyecek bir şekilde ortaya konmuştur Bu îlâhî yolculuğun ilk
merhalesi olan Mescid-i Aksâya kadarki safha Kur'ân'da şöyle anlatılır:
“Âyetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu
bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i
Aksâ'ya seyahat ettiren Allah her türlü noksandan
münezzehtir Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten herşeyi hakkıyla
görendir” (İsra Suresi 1)
Miraçın ikinci merhalesi de Mescid-i Aksâdan başlayarak semânın bütün
tabakalarından geçip tâ İlâhi huzura varmasıdır Bu safha da Necm
Sûresinde şöyle' anlatılır:
“O ufkun en yukarısında idi Sonra indi ve yaklaştı Nihayet kendisine iki
yay kadar hatta daha da yakın oldu
Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti O’nun gördüğünü kalbi
yalanlamadı Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz?
And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü Sidre-i Müntehâda
gördü Ki onun yanında Me'vâ
Cenneti vardır O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı Gözü ne şaştı ne de başka bir şeye
baktı And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü” (Necm
Suresi 7-18)
2Miraç nasıl oldu?
Miraç Receb ayının 27
Gecesi Cenab-ı Hakkın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselâmın
rehberliğinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın Mescid-i
Haramdan Mescid-i Aksâ'ya oradan semaya yüce âlemlere İlâhî huzura
yükselmesidir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Mescid-i Haramdan
(Mekke'den) Mescid-i Aksâ'ya
(Kudüs'e) ata benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi
Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz Musa'nın mak----- uğradı orada iki rekât namaz
kıldı daha sonra
Mescid-i Aksâ'ya geldi Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı
Miraçını kutladılar Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada
peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı bir hutbe okudu
Bir rivayette Hz İsa'nın doğduğu yer olan Betlaham'a uğradı orada da iki rekât namaz
kıldı Ve bugün Kubbetü's-Sahra'nın bulunduğu yerden Muallak Taşının
üzerinden Miraça yükseldi
Semanın bütün tabakalarına uğradı Sırasıyla yedi sema tabakalarında
bulunan Hz Adem Hz Yahya ve Hz Îsa Hz Yusuf Hz İdris Hz Harun Hz Musa ve Hz İbrahim
gibi peygamberlerle görüştü Onlar kendisine “Hoş
geldin” dediler tebrik ettiler
Bundan Sonra Hz Cebrail ile birlikte imkân ile vü-cub ortası (kâinatın
bittiği yer) Sidretü'l-müntehâ'ya geldiler Peygamberimiz Aleyhissalâtü
Vesselam orada ikisi gizli ikisi açıktan akan (Nil Fırat) dört nehir gördü
Sonra hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü'l-Ma'mur'u ziyaret etti
Hz Cebrail'in buradan öteye gitmesi mümkün değildi Peygamberimiz
Aleyhissalâtü Vesselam bundan sonra Refref adında bir vasıta ile zaman
ve mekândan münezzeh (uzak) olan Cenab-ı Hakkın cemaliyle müşerref oldu
Süleyman Çelebi'nin dediği gibi
“Aşikâre gördü Rabbü'l-izzeti/Âhirette öyle görür ümmeti” İnşaallah
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Rabbinin huzurundan döndükten sonra
Hz Musa ile karşılaştı “Allah ümmetine neyi farz
kıldı?” diye sorunca Peygamberimiz
Aleyhissalâtü Vesselam “50 vakit namaz” buyurdu
Hz Musa'nın “Rabbine dön azaltması için Rabbinden
niyazda bulun ümmetin buna güç
yetiremez” demesi üzerine Peygamberimiz
Aleyhissalâtü Vesselam beş sefer Cenab-ı Hakka
niyazda bulundu her seferinde 10 vakit
indi sonunda beş
vakitte karar kıldı
Daha sonra Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Hz Cebrail'in
rehberliğinde Cenneti Cehennemi âhiret menzillerini ve
bütün âlemleri gezdi gördü Mekke'ye döndü
Sabah olunca Kabe'nin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı Onlar
Peygamberimizden delil istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam de
onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi Kureyşliler hemen
kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıktılar Gelenleri aynen
Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler ama iman nasip olmadı
Ama yine de Peygamberimizden üst üste Miraça çıktığına dair delil
istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e Mescid-i Aksâ'ya
uğradığını anlatınca Kureyşliler “Bir ayda gidilebilen Bir
yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir?” diye itiraz ettiler ardından da Mescid-i
Aksâ'yı görmüş olanlar “Mescid-i Aksâ'yı bize
anlatır mısın?” diye Peygamberimize soru yönelttiler
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle anlattı:
“Onların yalanlamalarından ve sorularından çok sıkıldım Hatta o ana
kadar öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim Derken Cenab-ı Hak birden
Beytü'l-Makdis'i bana gösterdi Ben de ona bakarak her şeyi birer birer
tarif ettim Hatta bana ‘Beytü'l-Makdis'in kaç
kapısı var?’ diye sordular Halbuki ben onun kapılarını saymamıştım
Beytü'l-Makdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker teker
saymaya ve anlatmaya başladım”
Bunun üzerine müşrikler:
“Vallahi dos doğru tarif ettin” dediler ama yine de iman
etmediler
O esnada Hz Ebû Bekir çıkageldi müşrikler durumu ona
haber verdiler Hz Ebû Bekir “Eğer bu sözleri ondan
duymuşsanız seksiz şüphesiz doğrudur” diyerek hemen tasdik etti ve
bundan sonra Hz Ebû Bekir “Sıddîk tereddütsüz inanan”
ünvanını aldı
3Peygamberimiz neden mirac’a çıktı?
Bir padişahın iki türlü konuşması vardır Biri bir vatandaşla telefon
ederek küçük bir meseleyi görüşmesi Diğeri de devlet başkanı halifelik yönü ve
milletin idarecisi olarak emirlerini her tarafa
duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması sohbet etmesi onun aracılığı ile ferman
yayınlamasıdır
Bu örnekte olduğu gibi Cenab-ı Hakkın da kulları ile iki tarzda muhatap
olması vardır Biri özel ve cüz'i diğeri de geniş ve genel
mahiyette bir konuşması Cenab-ı Hakkın bazı velilerle özel ve cüz'i
anlamda ilham etmesi birinciye örnektir
Ama Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün velayet mertebelerinin
üstünde bir büyüklük ve yücelikte kâinatın Rabbi bütün varlıkların
Yaratıcısı olarak Cenab-ı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve
mükemmel olanına misaldir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır Birisi halktan
Hakka diğeri de Haktan
halka Birisi mi'râcin bâtıni tarafı olan velayet yönüdür diğeri de zahiri tarafı
olan risalet yönüdür
Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam bizi temsilen Cenab-ı Hakkın
huzuruna çıktı başta insanlar olmak
üzere bütün varlıkların ibadet kulluk tesbih ve zikirlerini
toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) arz etti Bu yönüyle
Miraç halktan insanlardan varlıklardan Hakka bir
gidiştir Diğeri de Cenab-ı Hakkın biz kullarından istediklerini emir ve yasaklarını Resul
olarak getirmiştir İbadetlerin özü ve esası olan beş vakit namazı Miraç
hediyesi olarak getirmesi gibi
4Peygamberimiz Allah ile nasıl
görüşebilir?
Soru: “Bize herşeyden daha yakın olan Cenab-ı Hakka binlerce senelik
mesafeyi aşarak yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Rabbiyle görüşmesi ne
demektir?”
Cenab-ı Hak herşeye herşeyden daha yakındır fakat herşey O’ na sonsuz
şekilde uzaktır
Meselâ güneşin insan gibi
aklı olsa da bizimle konuşacak olsa elimizdeki ayna
aracılığıyla bizimle konuşabilir
Diğer taraftan biz bir çeşit ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz
Oysa güneş bize 150 milyon km uzaklıkta bulunuyor hiçbir şekilde ona
yanaşamayız Güneşe bir derece yaklaşmak için ancak Ay kadar büyümek
lazım Bu da mümkün değildir
Bu misalde olduğu gibi gerçek anlamda Cenab-ı
Hak herşeye yakındır ama herşey ona sonsuz
derece uzaktır Ancak Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Cenab-ı Hakkın lütfuyla
bir anda binlerce perdeyi geçerek Miraça yükselmiş; bütün manevi
mertebeleri aşarak huzura varmıştır
5Bir insan nasıl göklere çıkabilir?
Soru: “Bunun bir örneği var mıdır? Bir uçak ancak 10-15 bin metre yukarı
çıkabiliyor bir uzay gemisi ancak
Ay'a ve Venüs'e ulaşabiliyor Bir insan birkaç dakika gibi kısa bir
sürede milyonlarca metre uzaklara nasıl gidip gelebilir?”
Yerküremiz yani Dünya bir yılda
yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner yirmi beş bin senelik
mesafeyi bir senede alır Bu muazzam hareketi ona yaptıran ve bir sapan
taşı gibi döndüren bir Kudret bir insanı Arş-ı Âlâya
getiremez mi? Güneşin çevresinde o ağır cisim olan dünyayı gezdiren bir
hikmet bir insan bedenini şimşek gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?
6 Peygamberimiz sadece ruhuyla gitse olmaz mıydı?
Soru: "Öyleyse ise neden Miraça çıktı? Ne lüzumu var? Evliya gibi ruhu
ve kalbi ile gitse yetmez miydi?"
Cenab-ı Hak görünen ve görünmeyen âlemlerdeki güzellikleri göstermek
için kâinat fabrikasını
ve merkezini gezdirmek insanlığın amel ve
ibadetlerinin âhiretteki neticesini göstermek için Efendimiz
Aleyhissalâtü Vesselamı oralara davet etmesi gayet makuldür Sadece ruhu
ve kalbi ile değil bu seyahate bedeninin de
iştirak etmesi gerekir
Görünen âlemin anahtarı olan gözünü işitilen âlemin anahtarı
olan kulağını Arşa kadar birlikte alması gerektiği gibi ruhunun sayısız
görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan mübarek bedenini
Arşa kadar çıkarması akıl ve hikmet gereğidir
Zaten Cenab-ı Hak Cennette bedeni ruha arkadaş ediyor Çünkü pekçok
kulluk görevine ve sınırsız lezzetlere ve acılara beden kaynaklık
etmektedir
Öyle ise bu mübarek beden ruha arkadaşlık edecektir Cennette ruh bedenle
birlikte olacaksa Cennetü'1-Me'vâ'nın gövdesi olan Sidretü'l-Müntehaya
Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın zatının arkadaşlık etmesi hikmetin tâ
kendisidir
Peygamberimiz Miraça sadece ruhen çıkmış olsaydı zaten mucize olmazdı
Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çıkabiliyor
7Peygamberimiz kısa zamanda nasıl gidip geldi?
Soru: "Birkaç dakikada binlerce yıllık mesafeye gidip gelmek aklen
mümkün müdür?"
Cenab-ı Hakkın sanatında hareket ve hızın derecesi farklı farklıdır
Sesin hızı ile ışığın hızı elektriğin hızı hatta ruhun ve hayalin
hızı birbirinden bütünüyle farklıdır Gezegenlerin hızları da birbirinden
farklıdır Meselâ ışığın hızı 300000 km/sn iken sesin hızı 360 km/sn'dır
Acaba Peygamberimizin lâtif bedeninin yüce ruhuna tabi olması ruh hızında hareketi
nasıl akla ters gelebilir?
Yine bir insan on dakika uyusa bazı olur ki bir yıllık iş görebilir
Hatta bir dakikada insanın gördüğü rüyayı rüyada işittiği sözleri konuştuğu kelimeleri
toplansa uyanıkken bir gün belki daha fazla bir
zaman gerekir
Demek ki bir zaman dilimi iki kişiye göre değişebiliyor birisine bir gün diğerine de bir yıl
hükmüne geçebilir
İşte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam Burak'a binerek şimşek
gibi bütün kâinatı gezip İlâhi huzura çıkıp Rabbiyle sohbet şerefine
ermiş Onun cemalini
görmüş emirlerini alıp
dönüp gelmiştir
8Miraçın benzeri bir olay var mıdır?
Soru: "Peygamberimizin Miraça çıkması mümkündür Fakat her mümkün
gerçekleşmiyor Bunun bir benzeri var mı ki kabul edelim?"
Miraçın çok örnekleri vardır:
Bir insan gözüyle bir saniyede
Neptün gezegenine çıkabilir
Bir bilim adamı astronomi kanunlarına
binerek tâ yıldızların arkasına bir dakikada gidebilir
İman sahibi her insan namazın hareketlerine
düşüncesini bindirerek bir çeşit Miraçla kâinata arkasına alarak İlâhî
huzura girebilir
Kalb gözü açık bir veli İlâhî sırlara kırk günde
ulaşabilir Hattâ Abdülkadir Geylânî ve İmam-ı Rabbanî gibi bazı
evliyanın bir dakikada Arş-ı Âlâya kadar ruhen çıktıkları bildiriliyor
Yine nurlu bir cisme sahip olan melekler bir anda yerden Arşa Arştan yeryüzüne gidip
geliyorlar
Cennette Cennet ehli mü'minler Cennet bahçelerine kısa
bir zamanda çıkabiliyorlar
Bu kadar örnekler gösteriyor ki bütün evliyanın sultanı bütün mü'minlerin imamı bütün Cennet ehlinin
reisi ve bütün meleklerin makbulü olan Resul-i Ekrem Efendimizin bir
anda Miraça çıkması dönmesi bütün yüce âlemleri gezip
görmesi gayet makuldür ve şüphesizdir
9Miraçla gelen hediyeler
Birincisi: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün iman hakikatlerini
gözleriyle gördü Melekleri Cenneti âhireti hattâ Cenab-ı Hakkın
cemâlini gözleriyle müşahede etti Sözlerinde ve vaadinde en küçük bir
hilafı aksi beyanı
olmayan o yüce insan mü'min ruhlara manen şöyle diyordu: “Sizin
inandığınız melekleri âhireti Rabbinizin Nur cemâlini
bizzat gördüm; bu iman esasları vardır mevcuttur; tereddüt ve
şüphe etmeyiniz” Böylece mü'minler sonsuz bir imana ermenin saadetine
kavuştular
İkincisi: İnsan herşeyi merak ediyor Ayda hayat var mı yok mu diye araştırıyor
Halbuki Ay O Ezelî Sultanın memleketinde ancak bir sinek kadar yer
kaplıyor
Mü'minler merak ediyorlar “Rabbimiz bizden ne istiyor? Acaba ne yaparsak
Rabbimiz bizden razı olur? Bir yolunu bulsak da doğrudan doğruya
Rabbimizle muhatap olsak bizden ne istiyor anlasaydık” derken İki Cihan Serveri yetmiş
bin perde arkasından ezel ve ebed Sultanının razı olacağı amelleri Miraç
meyvesi olarak getirdi beşere hediye etti Bu hediye başta namaz olmak
üzere İslâmın diğer esasları ve ibadetleridir
Üçüncüsü: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam ebedî saadet definesinin
anahtarını alıp getirmiş cinlere ve insanlara
hediye etmiştir Peygamber Efendimiz kendi gözüyle Cenneti görmüş sonsuz saadetin varlığını
müşahede etmiş ve bu büyük müjdeyi haber vermiştir Öyle ki bir adama idam edileceği
anda affedilerek padişahın yakınında bir saray verilse ne kadar sevinir
Öyle de bütün cinler ve insanlar sayısınca toplu bir müjde olan bu
sevinç ne kadar önemli ve değerlidir
Dördüncüsü: Peygamber Efendimiz Miraçta Cenab-ı Hakkın cemalini görme
nimetini tattı Bu manevi nimetin Cennette mü'minlere de nasip olacağı
müjdesini verdi “Ayın on dördünü nasıl açıkça gözünüzle görüyorsanız Rabbinizi de öyle
Cennette apaçık göreceksiniz” buyurarak bu ezelî müjdeyi bizlere hediye
olarak getirdi
Beşincisi: İnsan kâinatın en kıymetli bir meyvesi ve Kâinat Sahibinin en
nazlı bir sevgilisi olduğu Miraçla anlaşıldı Kâinata nisbetle küçük bir
varlık zayıf bir canlı
olan insan bu meyve ile öyle bir dereceye çıktı ki bütün varlıklar üzerinde
bir makam ve mevki kazandı Çünkü rütbesiz bir askere “Sen paşa oldun” dense ne
kadar sevinir
Öyle de âciz fani devamlı ayrılık ve
z******* tokadını yiyen biçare insana birden "Sonsuz ve baki bir
Cennette Rahman ve Rahîm olan Allah'ın rahmetine gireceksin" dendiğinde o
insan ne kadar büyük bir mevki ve makama çıkar Cennette hayal hızında ruh genişliğinde akıl akıcılığında kalbin bütün arzularında
Cenab-ı Hakkın ebedi mülkünde seyir ve seyahate erecektir Cenab-ı Hakkın
nur cemalini seyretme nimetini tadacaktır Böyle bir insanın kalb ve
ruhu ne kadar büyük bir sevince kavuşur değil mi? Miraçın bu meyvesi
insanın en büyük arzu ve hedefidir (Bediüzzaman Said Nursî Sözler 31 Söz)
Feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biri de Miraç
Gecesidir Miraç bir yükseliştir bütün süfli duygulardan beşeri hislerden ter
temiz bir kulluğa en yüce mertebeye terakki
ediştir Resulullahın (asm) şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız
bir terakki ufkudur
Bu ulvi seyahat mucizelerin en büyüğüdür
Miraç mucizesi Kur'ân-ı Kerimde âyetlerle anlatılmış ve varlığı inkâr
edilemeyecek bir şekilde ortaya konmuştur Bu îlâhî yolculuğun ilk
merhalesi olan Mescid-i Aksâya kadarki safha Kur'ân'da şöyle anlatılır:
“Âyetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu
bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i
Aksâ'ya seyahat ettiren Allah her türlü noksandan
münezzehtir Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten herşeyi hakkıyla
görendir” (İsra Suresi 1)
Miraçın ikinci merhalesi de Mescid-i Aksâdan başlayarak semânın bütün
tabakalarından geçip tâ İlâhi huzura varmasıdır Bu safha da Necm
Sûresinde şöyle' anlatılır:
“O ufkun en yukarısında idi Sonra indi ve yaklaştı Nihayet kendisine iki
yay kadar hatta daha da yakın oldu
Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti O’nun gördüğünü kalbi
yalanlamadı Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz?
And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü Sidre-i Müntehâda
gördü Ki onun yanında Me'vâ
Cenneti vardır O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı Gözü ne şaştı ne de başka bir şeye
baktı And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü” (Necm
Suresi 7-18)
2Miraç nasıl oldu?
Miraç Receb ayının 27
Gecesi Cenab-ı Hakkın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselâmın
rehberliğinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın Mescid-i
Haramdan Mescid-i Aksâ'ya oradan semaya yüce âlemlere İlâhî huzura
yükselmesidir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Mescid-i Haramdan
(Mekke'den) Mescid-i Aksâ'ya
(Kudüs'e) ata benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi
Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz Musa'nın mak----- uğradı orada iki rekât namaz
kıldı daha sonra
Mescid-i Aksâ'ya geldi Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı
Miraçını kutladılar Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada
peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı bir hutbe okudu
Bir rivayette Hz İsa'nın doğduğu yer olan Betlaham'a uğradı orada da iki rekât namaz
kıldı Ve bugün Kubbetü's-Sahra'nın bulunduğu yerden Muallak Taşının
üzerinden Miraça yükseldi
Semanın bütün tabakalarına uğradı Sırasıyla yedi sema tabakalarında
bulunan Hz Adem Hz Yahya ve Hz Îsa Hz Yusuf Hz İdris Hz Harun Hz Musa ve Hz İbrahim
gibi peygamberlerle görüştü Onlar kendisine “Hoş
geldin” dediler tebrik ettiler
Bundan Sonra Hz Cebrail ile birlikte imkân ile vü-cub ortası (kâinatın
bittiği yer) Sidretü'l-müntehâ'ya geldiler Peygamberimiz Aleyhissalâtü
Vesselam orada ikisi gizli ikisi açıktan akan (Nil Fırat) dört nehir gördü
Sonra hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü'l-Ma'mur'u ziyaret etti
Hz Cebrail'in buradan öteye gitmesi mümkün değildi Peygamberimiz
Aleyhissalâtü Vesselam bundan sonra Refref adında bir vasıta ile zaman
ve mekândan münezzeh (uzak) olan Cenab-ı Hakkın cemaliyle müşerref oldu
Süleyman Çelebi'nin dediği gibi
“Aşikâre gördü Rabbü'l-izzeti/Âhirette öyle görür ümmeti” İnşaallah
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Rabbinin huzurundan döndükten sonra
Hz Musa ile karşılaştı “Allah ümmetine neyi farz
kıldı?” diye sorunca Peygamberimiz
Aleyhissalâtü Vesselam “50 vakit namaz” buyurdu
Hz Musa'nın “Rabbine dön azaltması için Rabbinden
niyazda bulun ümmetin buna güç
yetiremez” demesi üzerine Peygamberimiz
Aleyhissalâtü Vesselam beş sefer Cenab-ı Hakka
niyazda bulundu her seferinde 10 vakit
indi sonunda beş
vakitte karar kıldı
Daha sonra Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Hz Cebrail'in
rehberliğinde Cenneti Cehennemi âhiret menzillerini ve
bütün âlemleri gezdi gördü Mekke'ye döndü
Sabah olunca Kabe'nin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı Onlar
Peygamberimizden delil istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam de
onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi Kureyşliler hemen
kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıktılar Gelenleri aynen
Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler ama iman nasip olmadı
Ama yine de Peygamberimizden üst üste Miraça çıktığına dair delil
istediler Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e Mescid-i Aksâ'ya
uğradığını anlatınca Kureyşliler “Bir ayda gidilebilen Bir
yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir?” diye itiraz ettiler ardından da Mescid-i
Aksâ'yı görmüş olanlar “Mescid-i Aksâ'yı bize
anlatır mısın?” diye Peygamberimize soru yönelttiler
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle anlattı:
“Onların yalanlamalarından ve sorularından çok sıkıldım Hatta o ana
kadar öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim Derken Cenab-ı Hak birden
Beytü'l-Makdis'i bana gösterdi Ben de ona bakarak her şeyi birer birer
tarif ettim Hatta bana ‘Beytü'l-Makdis'in kaç
kapısı var?’ diye sordular Halbuki ben onun kapılarını saymamıştım
Beytü'l-Makdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker teker
saymaya ve anlatmaya başladım”
Bunun üzerine müşrikler:
“Vallahi dos doğru tarif ettin” dediler ama yine de iman
etmediler
O esnada Hz Ebû Bekir çıkageldi müşrikler durumu ona
haber verdiler Hz Ebû Bekir “Eğer bu sözleri ondan
duymuşsanız seksiz şüphesiz doğrudur” diyerek hemen tasdik etti ve
bundan sonra Hz Ebû Bekir “Sıddîk tereddütsüz inanan”
ünvanını aldı
3Peygamberimiz neden mirac’a çıktı?
Bir padişahın iki türlü konuşması vardır Biri bir vatandaşla telefon
ederek küçük bir meseleyi görüşmesi Diğeri de devlet başkanı halifelik yönü ve
milletin idarecisi olarak emirlerini her tarafa
duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması sohbet etmesi onun aracılığı ile ferman
yayınlamasıdır
Bu örnekte olduğu gibi Cenab-ı Hakkın da kulları ile iki tarzda muhatap
olması vardır Biri özel ve cüz'i diğeri de geniş ve genel
mahiyette bir konuşması Cenab-ı Hakkın bazı velilerle özel ve cüz'i
anlamda ilham etmesi birinciye örnektir
Ama Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün velayet mertebelerinin
üstünde bir büyüklük ve yücelikte kâinatın Rabbi bütün varlıkların
Yaratıcısı olarak Cenab-ı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve
mükemmel olanına misaldir
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır Birisi halktan
Hakka diğeri de Haktan
halka Birisi mi'râcin bâtıni tarafı olan velayet yönüdür diğeri de zahiri tarafı
olan risalet yönüdür
Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam bizi temsilen Cenab-ı Hakkın
huzuruna çıktı başta insanlar olmak
üzere bütün varlıkların ibadet kulluk tesbih ve zikirlerini
toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) arz etti Bu yönüyle
Miraç halktan insanlardan varlıklardan Hakka bir
gidiştir Diğeri de Cenab-ı Hakkın biz kullarından istediklerini emir ve yasaklarını Resul
olarak getirmiştir İbadetlerin özü ve esası olan beş vakit namazı Miraç
hediyesi olarak getirmesi gibi
4Peygamberimiz Allah ile nasıl
görüşebilir?
Soru: “Bize herşeyden daha yakın olan Cenab-ı Hakka binlerce senelik
mesafeyi aşarak yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Rabbiyle görüşmesi ne
demektir?”
Cenab-ı Hak herşeye herşeyden daha yakındır fakat herşey O’ na sonsuz
şekilde uzaktır
Meselâ güneşin insan gibi
aklı olsa da bizimle konuşacak olsa elimizdeki ayna
aracılığıyla bizimle konuşabilir
Diğer taraftan biz bir çeşit ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz
Oysa güneş bize 150 milyon km uzaklıkta bulunuyor hiçbir şekilde ona
yanaşamayız Güneşe bir derece yaklaşmak için ancak Ay kadar büyümek
lazım Bu da mümkün değildir
Bu misalde olduğu gibi gerçek anlamda Cenab-ı
Hak herşeye yakındır ama herşey ona sonsuz
derece uzaktır Ancak Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Cenab-ı Hakkın lütfuyla
bir anda binlerce perdeyi geçerek Miraça yükselmiş; bütün manevi
mertebeleri aşarak huzura varmıştır
5Bir insan nasıl göklere çıkabilir?
Soru: “Bunun bir örneği var mıdır? Bir uçak ancak 10-15 bin metre yukarı
çıkabiliyor bir uzay gemisi ancak
Ay'a ve Venüs'e ulaşabiliyor Bir insan birkaç dakika gibi kısa bir
sürede milyonlarca metre uzaklara nasıl gidip gelebilir?”
Yerküremiz yani Dünya bir yılda
yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner yirmi beş bin senelik
mesafeyi bir senede alır Bu muazzam hareketi ona yaptıran ve bir sapan
taşı gibi döndüren bir Kudret bir insanı Arş-ı Âlâya
getiremez mi? Güneşin çevresinde o ağır cisim olan dünyayı gezdiren bir
hikmet bir insan bedenini şimşek gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?
6 Peygamberimiz sadece ruhuyla gitse olmaz mıydı?
Soru: "Öyleyse ise neden Miraça çıktı? Ne lüzumu var? Evliya gibi ruhu
ve kalbi ile gitse yetmez miydi?"
Cenab-ı Hak görünen ve görünmeyen âlemlerdeki güzellikleri göstermek
için kâinat fabrikasını
ve merkezini gezdirmek insanlığın amel ve
ibadetlerinin âhiretteki neticesini göstermek için Efendimiz
Aleyhissalâtü Vesselamı oralara davet etmesi gayet makuldür Sadece ruhu
ve kalbi ile değil bu seyahate bedeninin de
iştirak etmesi gerekir
Görünen âlemin anahtarı olan gözünü işitilen âlemin anahtarı
olan kulağını Arşa kadar birlikte alması gerektiği gibi ruhunun sayısız
görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan mübarek bedenini
Arşa kadar çıkarması akıl ve hikmet gereğidir
Zaten Cenab-ı Hak Cennette bedeni ruha arkadaş ediyor Çünkü pekçok
kulluk görevine ve sınırsız lezzetlere ve acılara beden kaynaklık
etmektedir
Öyle ise bu mübarek beden ruha arkadaşlık edecektir Cennette ruh bedenle
birlikte olacaksa Cennetü'1-Me'vâ'nın gövdesi olan Sidretü'l-Müntehaya
Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın zatının arkadaşlık etmesi hikmetin tâ
kendisidir
Peygamberimiz Miraça sadece ruhen çıkmış olsaydı zaten mucize olmazdı
Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çıkabiliyor
7Peygamberimiz kısa zamanda nasıl gidip geldi?
Soru: "Birkaç dakikada binlerce yıllık mesafeye gidip gelmek aklen
mümkün müdür?"
Cenab-ı Hakkın sanatında hareket ve hızın derecesi farklı farklıdır
Sesin hızı ile ışığın hızı elektriğin hızı hatta ruhun ve hayalin
hızı birbirinden bütünüyle farklıdır Gezegenlerin hızları da birbirinden
farklıdır Meselâ ışığın hızı 300000 km/sn iken sesin hızı 360 km/sn'dır
Acaba Peygamberimizin lâtif bedeninin yüce ruhuna tabi olması ruh hızında hareketi
nasıl akla ters gelebilir?
Yine bir insan on dakika uyusa bazı olur ki bir yıllık iş görebilir
Hatta bir dakikada insanın gördüğü rüyayı rüyada işittiği sözleri konuştuğu kelimeleri
toplansa uyanıkken bir gün belki daha fazla bir
zaman gerekir
Demek ki bir zaman dilimi iki kişiye göre değişebiliyor birisine bir gün diğerine de bir yıl
hükmüne geçebilir
İşte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam Burak'a binerek şimşek
gibi bütün kâinatı gezip İlâhi huzura çıkıp Rabbiyle sohbet şerefine
ermiş Onun cemalini
görmüş emirlerini alıp
dönüp gelmiştir
8Miraçın benzeri bir olay var mıdır?
Soru: "Peygamberimizin Miraça çıkması mümkündür Fakat her mümkün
gerçekleşmiyor Bunun bir benzeri var mı ki kabul edelim?"
Miraçın çok örnekleri vardır:
Bir insan gözüyle bir saniyede
Neptün gezegenine çıkabilir
Bir bilim adamı astronomi kanunlarına
binerek tâ yıldızların arkasına bir dakikada gidebilir
İman sahibi her insan namazın hareketlerine
düşüncesini bindirerek bir çeşit Miraçla kâinata arkasına alarak İlâhî
huzura girebilir
Kalb gözü açık bir veli İlâhî sırlara kırk günde
ulaşabilir Hattâ Abdülkadir Geylânî ve İmam-ı Rabbanî gibi bazı
evliyanın bir dakikada Arş-ı Âlâya kadar ruhen çıktıkları bildiriliyor
Yine nurlu bir cisme sahip olan melekler bir anda yerden Arşa Arştan yeryüzüne gidip
geliyorlar
Cennette Cennet ehli mü'minler Cennet bahçelerine kısa
bir zamanda çıkabiliyorlar
Bu kadar örnekler gösteriyor ki bütün evliyanın sultanı bütün mü'minlerin imamı bütün Cennet ehlinin
reisi ve bütün meleklerin makbulü olan Resul-i Ekrem Efendimizin bir
anda Miraça çıkması dönmesi bütün yüce âlemleri gezip
görmesi gayet makuldür ve şüphesizdir
9Miraçla gelen hediyeler
Birincisi: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün iman hakikatlerini
gözleriyle gördü Melekleri Cenneti âhireti hattâ Cenab-ı Hakkın
cemâlini gözleriyle müşahede etti Sözlerinde ve vaadinde en küçük bir
hilafı aksi beyanı
olmayan o yüce insan mü'min ruhlara manen şöyle diyordu: “Sizin
inandığınız melekleri âhireti Rabbinizin Nur cemâlini
bizzat gördüm; bu iman esasları vardır mevcuttur; tereddüt ve
şüphe etmeyiniz” Böylece mü'minler sonsuz bir imana ermenin saadetine
kavuştular
İkincisi: İnsan herşeyi merak ediyor Ayda hayat var mı yok mu diye araştırıyor
Halbuki Ay O Ezelî Sultanın memleketinde ancak bir sinek kadar yer
kaplıyor
Mü'minler merak ediyorlar “Rabbimiz bizden ne istiyor? Acaba ne yaparsak
Rabbimiz bizden razı olur? Bir yolunu bulsak da doğrudan doğruya
Rabbimizle muhatap olsak bizden ne istiyor anlasaydık” derken İki Cihan Serveri yetmiş
bin perde arkasından ezel ve ebed Sultanının razı olacağı amelleri Miraç
meyvesi olarak getirdi beşere hediye etti Bu hediye başta namaz olmak
üzere İslâmın diğer esasları ve ibadetleridir
Üçüncüsü: Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam ebedî saadet definesinin
anahtarını alıp getirmiş cinlere ve insanlara
hediye etmiştir Peygamber Efendimiz kendi gözüyle Cenneti görmüş sonsuz saadetin varlığını
müşahede etmiş ve bu büyük müjdeyi haber vermiştir Öyle ki bir adama idam edileceği
anda affedilerek padişahın yakınında bir saray verilse ne kadar sevinir
Öyle de bütün cinler ve insanlar sayısınca toplu bir müjde olan bu
sevinç ne kadar önemli ve değerlidir
Dördüncüsü: Peygamber Efendimiz Miraçta Cenab-ı Hakkın cemalini görme
nimetini tattı Bu manevi nimetin Cennette mü'minlere de nasip olacağı
müjdesini verdi “Ayın on dördünü nasıl açıkça gözünüzle görüyorsanız Rabbinizi de öyle
Cennette apaçık göreceksiniz” buyurarak bu ezelî müjdeyi bizlere hediye
olarak getirdi
Beşincisi: İnsan kâinatın en kıymetli bir meyvesi ve Kâinat Sahibinin en
nazlı bir sevgilisi olduğu Miraçla anlaşıldı Kâinata nisbetle küçük bir
varlık zayıf bir canlı
olan insan bu meyve ile öyle bir dereceye çıktı ki bütün varlıklar üzerinde
bir makam ve mevki kazandı Çünkü rütbesiz bir askere “Sen paşa oldun” dense ne
kadar sevinir
Öyle de âciz fani devamlı ayrılık ve
z******* tokadını yiyen biçare insana birden "Sonsuz ve baki bir
Cennette Rahman ve Rahîm olan Allah'ın rahmetine gireceksin" dendiğinde o
insan ne kadar büyük bir mevki ve makama çıkar Cennette hayal hızında ruh genişliğinde akıl akıcılığında kalbin bütün arzularında
Cenab-ı Hakkın ebedi mülkünde seyir ve seyahate erecektir Cenab-ı Hakkın
nur cemalini seyretme nimetini tadacaktır Böyle bir insanın kalb ve
ruhu ne kadar büyük bir sevince kavuşur değil mi? Miraçın bu meyvesi
insanın en büyük arzu ve hedefidir (Bediüzzaman Said Nursî Sözler 31 Söz)
yrecord- кσρυкƒям üує-üує
- Mesaj Sayısı : 7
Rep Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 09/05/10
Similar topics
» Miraç KandiLi iLe iLgiLi herşey
» 2009 Mirac Kandili E Kartları , Mirac Kandili Mesajları , Mirac Kandili Resimleri
» Miraç Kandili İle İlgiLi!!
» Mirac Gecesinde Neler Yapılmalı ?
» herşey bir tesadüfmü?
» 2009 Mirac Kandili E Kartları , Mirac Kandili Mesajları , Mirac Kandili Resimleri
» Miraç Kandili İle İlgiLi!!
» Mirac Gecesinde Neler Yapılmalı ?
» herşey bir tesadüfmü?
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz