Join the forum, it's quick and easy

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Peygamber Efendimizin (S.A.V) Gençliği

Aşağa gitmek

Peygamber Efendimizin (S.A.V) Gençliği Empty Peygamber Efendimizin (S.A.V) Gençliği

Mesaj tarafından GoDFaTHeR Çarş. Mayıs 12, 2010 9:54 pm

Her bakımdan insanların en üstünü olan Muhammed aleyhisselâm daha
gençliğinde Mekke halkı arasında diğerlerinden farklı olarak çok
sevilmiştir. Güzel ahlâkı insanlara görülmemiş bir şekilde iyi
davranması sâkinliği yumuşaklığı ve diğer üstün halleri insanlar
arasında fevkalâde farklılığı ile herkes O’na hayran olmuştur. Mekke
halkı O’nda gördükleri şaşılacak derecedeki doğru sözlülük ve
güvenilirlikten dolayı da O’na El-Emîn (her zaman kendisine güvenilen)
dediler ve gençliğinde bu isimle meşhur oldu.

Peygamberimizin gençliği sırasında Araplar koyu bir câhiliyyet devri
yaşamakta olup aralarında puta tapmak içki kumar zinâ fâiz ve daha
birçok çirkin iş yaygınlaşmıştı. Muhammed aleyhisselâm onların bu bozuk
hallerinden son derece nefret eder her kötülüklerinden dâimâ uzak
dururdu. Bütün Mekke halkı O’nun bu hâlini bilirler ve hayret ederlerdi.
Daha çocukluğunda O’nunla birlikte Kâbe’yi tavâf eden dedesi
Abdülmuttalib ve amcası Ebû Tâlib O’nun putlardan nefret ettiğini iyi
bildikleri için tavâf sırasında O’nu Kâbe’nin çevresindeki putlara
yaklaştırmazlar ve bozuk işlerin yapıldığı mahallerden uzak tutarlardı.
Nitekim amcası Ebû Tâlib ile ticâret için Şam’a gitmek üzere yola çıkıp
Busra denilen yerde konakladıklarında kendisinde peygamberlik alâmetleri
görerek Lât ve Uzzâ putları adına yemin verip bâzı şeyler soran râhip
Bahîra’ya; “Bana Lât ve Uzzâ adına yemin vererek bir şey sorma! Vallahi
ben o putlardan duyduğum nefreti hiçbir şeyden duymam.” demiştir.
Putlardan şiddetle nefret ettiği için aslâ yanlarına yaklaşmazdı.

Çocukluğunda ve gençliğinde kendine âit koyunları güder geçimini böyle
sağlardı. Bir taraftan da çok bozulmuş olan cemiyetten bu münâsebetle
uzak dururdu. Bir defâsında Eshâb-ı kirâma; “Koyun gütmeyen hiçbir
peygamber yoktur.” buyurmuştur. “Yâ Resûlallah sen de güttün mü?”
denince; “Evet ben de güttüm.” buyurdu.

Muhammed aleyhisselâm yirmi yaşlarında bulunduğu sıralarda Mekke’de
âsâyiş tamâmen bozularak zulüm son derece yaygınlaşıp mal can ve nâmus
emniyeti kalmamıştı. Mekke’nin yerli halkından fakir olanların yanında
ticâret için ve Kâbe’yi ziyâret maksadıyla gelen yabancılar da
haksızlığa ve zulme uğruyorlar haklarını almak için mürâcaat edecek bir
merci bulamıyorlardı. Bu sırada ticâret maksadıyla Mekke’ye gelen
Yemenli bir tüccarın malları Âs bin Vâil adında bir Mekkeli tarafından
zorla elinden alınıp gasb edilmişti. Bu hâdise üzerine Yemenli Ebû
Kubeys Dağına çıkıp feryâd ederek hakkının alınması için kabîlelerden
yardım istedi. Artık zulmün had safhaya ulaştığını dile getiren bu tip
hâdiseler üzerine Hâşim ve Zühre oğulları ve diğer kabîlelerin ileri
gelenleri Abdullah bin Cedân’ın evinde toplandılar. Yerli yabancı hiç
kimseye zulüm ve haksızlık yapılmamasına zulme mâni olmaya ve haksızlığa
uğrayanların haklarını almaya karar verdiler. Bu maksatla bir de adâlet
cemiyeti kurdular. Muhammed aleyhisselâmın genç yaşta katıldığı ve
kuruluşunda çok tesirli olduğu bu cemiyete daha önceden Fadl adındaki
iki kişi ile Fudayl adında biri tarafından kurulup zamanla unutulan
böyle bir cemiyeti de hatırlatmak bakımından Fâdılların yemini mânâsında
Hilf-ul Fudûl Cemiyeti denildi. Bu cemiyet zulmü önleyip Mekke’de
bozulan âsâyişi yeniden kurdu. Tesiri uzun müddet devâm etti. Muhammed
aleyhisselâm kendisine peygamberlik verildikten sonra bu olayı Eshâb-ı
kirâma anlatıp: “Abdullah bin Cedân’ın evinde yapılan yeminleşmede ben
de bulundum. Bence o yeminleşme kırmızı tüylü develere (servete) sâhip
olmaktan daha sevimlidir. Şimdi de böyle bir meclise çağrılsam icâbet
ederim.” buyurdu.

Mekkeliler öteden beri ticâretle uğraşarak geçimlerini sağlarlardı.
Muhammed aleyhisselâmın amcası Ebû Tâlib de ticâretle uğraşıyordu.
Muhammed aleyhisselâm yirmi beş yaşında bulunduğu sıralarda Mekke’de
geçim sıkıntısının iyice artması üzerine Mekkeliler Şam’a gitmek üzere
büyük bir ticâret kervanı hazırlamıştı. Ebû Tâlib yeğeni Muhammed
aleyhisselâma bu kervana katılmasını tavsiye etti. Amcası Ebû Tâlib’in
bu tavsiyesi üzerine Mekke’de üstün ahlâkı ve meziyetleriyle tanınan ve
Tâhire (çok temiz) lakabıyla anılan hazret-i Hadîce’nin mallarını
götürüp satmak üzere bu ticâret kâfilesine katıldı. Bu işe büyük bir
memnuniyet gösteren hazret-i Hadîce kölesi Meysere’yi de O’nun yanına
yardımcı olarak vermişti. Bu sefer sırasında bir bulut devamlı üzerinde
dolaşarak Muhammed aleyhisselâmı gölgeledi. Kuş şekline giren iki melek
sefer bitinceye kadar O’nunla birlikte hareket etti. Yolda yürüyemeyecek
derecede yorulup kervandan geri kalan iki deve Muhammed aleyhisselâmın
ayaklarını eliyle sığamasından sonra birden süratlenerek yola devâm
ettiler. Üç ay süren bu sefer boyunca Muhammed aleyhisselâmın daha nice
hârikulâde hallerine şâhit olan kervandakiler O’nu son derece sevip
şânının çok yüce olacağını anlamışlardı. Busra denilen yere
vardıklarında daha önce amcası Ebû Tâlib’le ticâret için geldiklerinde
konakladıkları manastırın yakınında bir yerde bu seferde de
konakladılar. Gördüğü birçok alâmetten O’nun son peygamber olacağını
anlayıp söyleyen râhip Bahîra ölmüş O’nun yerine Nastura adında başka
bir râhip geçmişti. Manastırın yakınına gelip konan Kureyş kervanını
seyreden râhip Nastura manastırın yakınında bulunan kuru ağacın altına
birinin oturmasıyla birlikte yeşermesini görerek koşup geldi. Bir elinde
bulunan sahifede yazılı olanlara bir de Muhammed aleyhisselâmın yüzüne
bakıyor baktıkça da hayrete düşüyordu. Nastura bildiği duyduğu ve
okuduğu alâmetleri aynen görüp Muhammed aleyhisselâmı göstererek; “Îsâ
aleyhisselâma İncîl’i indiren Allah hakkı için bu zât son peygamber
olacaktır. Ne olaydı ben O’nun peygamber gönderilerek emrolunduğu zamâna
ulaşsaydım!” dedi. Muhammed aleyhisselâm Busra pazarında Hadîce Hâtunun
mallarını satarken de O’nunla pazarlık yapan bir Yahûdî inanmadığı
için; “Lât ve Uzzâya(iki put ismi) yemin et ki inanayım.” deyince
Muhammed aleyhisselâmın; “Ben o putlar adına aslâ yemin etmem! Onların
yanından geçerken yüzümü başka tarafa çevirerek geçerim.” demişti.
O’ndaki diğer alâmetleri de gören Yahûdî; “Söz senin sözündür. Vallahi
bu zât peygamber olacak bir kimsedir ki âlimlerimiz kitaplarda bunun
vasfını bulmuşlardır.” diyerek hayranlığını açıklamıştı.

Kureyş kervanı ticâretini tamamlayıp Mekke’ye dönünce kervanda bulunan
Hadîce Hâtunun kölesi Meysere Muhammed aleyhisselâm hakkında
işittiklerini ve gördüklerini Hadîce Hâtuna bir bir anlattı. Hadîce
Hâtun mallarını satmak üzere teslim ettiği Muhammed aleyhisselâmın iyi
kâr getirdiğini görerek çok memnun olmuştu. Fakat o bundan ziyâde
kervanı karşıladığı sırada Muhammed aleyhisselâmı gölgeleyen iki meleği
görmesi ve sefer sırasında vukû bulan hârikulâde hallerin kölesi Meysere
tarafından teker teker anlatılması üzerine hemen amcasının oğlu Varaka
bin Nevfel’e gitti. Varaka bin Nevfel putlara tapmayan okumuş ve çok
bilgili yaşlı bir Hıristiyandı. Daha önceden rüyâsında; gökten ayın
inerek koynuna girip koltuğundan çıktığını ve bütün âlemi aydınlattığını
anlatan Hadîce Hâtuna Varaka bin Nevfel; “Âhir zaman peygamberi vücûda
gelmiştir. Sen O’nun hanımı olursun. Senin zamânında O’na vahiy gelir.
O’nun dîni bütün âlemi doldurur. Sen O’na en önce îmân eden olursun. O
peygamber Kureyş kabîlesinin Hâşimoğulları kolundan olacak...” demişti.
Hadîce Hâtun bu defâ kölesi Meysere’nin anlattıklarını Varaka bin
Nevfel’e söyleyince hayrete düşüp; “Bu söylediklerinden anlaşılıyor ki
şüphesiz Muhammed bu ümmetin peygamberi olacak. Ben zâten bu ümmetten
bir peygamberin çıkacağını biliyor ve O’nu bekliyordum. Bu zaman O’nun
tam zamandır.” dedi. Böylece hazret-i Hadîce’nin sevgisi ve îtimâdı daha
da arttı.

Muhammed aleyhisselâm 12 yaşındayken amcası Ebû Tâlib ile ticâret için
Busra’ya kadar 17 yaşındayken amcası Zübeyr ile Yemen’e ve 25
yaşındayken hazret-i Hadîce’nin mallarını satmak üzere Şam’a olmak üzere
üç defâ seyâhate çıktı. Bunların dışında hiçbir yere seyahat yapmadı.
GoDFaTHeR
GoDFaTHeR
Farkımız*Tarzımız*
Farkımız*Tarzımız*

<B>Mesaj Sayısı</B> Mesaj Sayısı : 3016
<B>Rep Sayısı</B> Rep Sayısı : 455
<B>Kayıt tarihi</B> Kayıt tarihi : 30/04/10

https://kopuk1.forum.st

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz