Efendimiz'in 'sav' dünyaya şeref vermesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Efendimiz'in 'sav' dünyaya şeref vermesi
Allah Celle'nin ve meleklerin methettiği, Rabbimizin, hayatı üzerine yemin ettiği, âlemlere rahmet olarak gönderdiği, yüce ahlak sahibi, içimizden birisi, canımızdan daha sevimlisi, bizi pek seven, üzerimize titreyen, şefkat ve merhamet dolu Efendimiz, uyarıcımız, müjdecimiz, en güzel örneğimiz, Allah'a davet eden nur yüzlü kandilimiz, Âdemoğulları'nın önderi Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Fil Vakası'ndan 50-55 gün kadar sonra Halil olan dedesi İbrâhim'in kurduğu şehirde, Mekke-i Mükerreme'de dünyaya geldi.
Kutlu doğum
Peygamberimizin doğumu sırasında Osman bin Ebi'l-Âs'ın annesi Fâtıma binti Abdullah ve Abdurrahman bin Avf'ın annesi Şifâ Hatun, Hz. Âmine'nin yanında bulunmuş, yeryüzünün bu en kutlu doğumuna nezaret etme şerefine nail olmuşlardır.
Allah Resulü'nün doğduğu gece olağanüstü pek çok hadisenin gerçekleştiği rivayet edilmektedir. Buna göre İran hükümdarının sarayının on dört burcu yıkılmış, İranlıların taptıkları ve bin yıldan beri yanmakta olan ateşleri sönmüş, Sâve gölü kurumuş, Semâve nehri taşmış, Kâbe'de bulunan putlar yüzüstü yere düşmüş, birçok Yahudi ve Hıristiyan âlimi o gece Ahmed aleyhiselamın yıldızının doğduğunu ifade etmiştir. Ancak bu hadiselerin önemli bir kısmı ilk dönem siyer ve hadis kaynaklarımızda yer almamaktadır.
Efendimizin (sav) ailesi
Efendimizin babası Abdullah bin Abdülmuttalib, Kureyş Kabilesi'nin Hâşimoğulları koluna mensub olup ticari bir seyahatin dönüşü sırasında rahatsızlanmış ve oğlunu göremeden, yirmi beş yaşında Medine'de vefat etmiştir. Abdullah'ın babası, Mekke'nin bilge lideri Abdülmuttalib bin Haşim; annesi ise Fatıma binti Amr'dır. Peygamberimizin annesi; yine Kureyş kabilesinin önde gelen ailelerinden birisi olan Zühreoğulları'nın lideri Vehb bin Abdümenaf'ın kızı Âmine'dir. Âmine'nin annesi ise Berre binti Abdüluzza'dır.
Allah Resulü, atası İbrahim aleyhisselamın duası, kardeşi İsa aleyhisselamın müjdesi ve annesi Âmine'nin rüyasıdır. Hz. Âmine, hamileliği sırasında bir rüya görmüş; rüyasında kendisinden bir nur çıktığını, bu nurun aydınlığıyla Şam ve Busrâ saraylarını seyrettiğini ayrıca bir oğlunun olacağı müjdelenerek adını Muhammed ya da Ahmed koymasının tavsiye edildiğini söylemiştir.
Dedesinin kucağında
Efendimizin dünyaya gelmesi üzerine annesi Âmine, Kureyş lideri Abdülmuttalib'e haber göndererek bir oğlunun olduğunu müjdelemiştir. Kâbe'nin yanında Hicr'de bulunan Abdülmuttalib, oğullarıyla birlikte Muhammed aleyhisselamı görmeye gitmiş, Efendimizi kucağına alarak Kâbe'ye götürmüş, çok sevdiği oğlu Abdullah'ın vefatından sonra kendisine bu erkek çocuğu nasip eden Allah'a şükretmiştir. Âmine, hamileliği esnasında yaşadığı olağanüstü halleri ve oğlunun adının Muhammed olması gerektiğini de Abdülmuttalib'e haber vermiştir.
Efendimizin amcası Hz. Abbas yıllar sonra bu tatlı hadiseyi Müslümanlara anlatmış; annesi ile birlikte Âmine'nin yanına gittiklerini, Muhammed aleyhisselamın ayaklarını döşeğine vurduğunu bugün gibi hatırladığını ve kendisinin Efendimizi öptüğünü söylemiştir.
Abdülmuttalib, sevgili torununun doğumunun yedinci gününde onu sünnet ettirmiş, kurbanlar kestirerek Mekke halkına ziyafet vermiş ve torununun adının Muhammed olduğunu ilan etmiştir. Kureyşliler, ataları arasında "Muhammed" isimli bir kimsenin olmadığını hatırlatarak neden bu ismi tercih ettiğini sorduklarında ise onlara şu cevabı vermiştir: 'Hem yerdekilerin hem de göktekilerin onu övmesini istedim.'
Efendimizin (sav) isimleri
Allah Resulü şöyle buyurur: 'Benim beş ismim vardır. Ben Muhammed'im. Ben Ahmed'im. Ben Mâhî'yim; Allah, küfrü benimle yok edecektir. Ben Hâşir'im; insanlar kıyamet günü benim peşimden dirileceklerdir. Ben Âkıb'im; benden sonra peygamber gelmeyecektir.'
O, herkesin ve tüm peygamberlerin kendisine tabi olduğu Mukaffî'dir. O, rahmet ve tevbe peygamberidir. O; cihadın Peygamberi, kıyamet günü enbiyanın önderi ve insanlığın şefaatçisidir.
Allah Teâlâ Kur'ân-ı Kerim'de, Efendimizi dört kez Muhammed ismiyle, bir kez de Ahmed ismiyle zikretmiştir. Ahmed; hem Allah'ı en çok öven, hem de kullar arasında en çok övülen kimse anlamına gelir. Efendimizden önce hiç kimseye Ahmed ismi verilmemiştir.
Bir ömür boyu Rabbini öven Efendimiz, geceleri gözyaşları içinde Rabbini zikreden, gündüz olduğunda Allah'ın dinini yüceltmek için kapı kapı dolaşan, savaş meydanlarında canını ortaya koyan sevgili Peygamberimiz! Seni Allah Teâlâ Kitabında övmüş, Müslümanlar anne babalarından, çocuklarından daha çok seni sevmiş, senin davan için canlarından vazgeçmiştir. Ahmed ve Muhammed isimleri hiç kimseye senin kadar yakışmamıştır.
Pazartesi günü
Peygamberimiz pazartesi gecesi sabaha yakın bir saatte yeryüzüne teşrif etti. Arkadaşlarından birisi pazartesi günü oruç tutmanın önemini sorduğunda Allah Resulü şu cevabı vermiştir: 'O gün benim doğduğum ve vahyin bana inmeye başladığı gündür.'
Allah Resulü genel kabule göre Rebiyülevvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Bununla birlikte Efendimizin doğum tarihini belirlemeye çalışan Mısırlı astronomi âlimi Mahmut Felekî, Peygamberimizin oğlu İbrahim'in vefat ettiği günü meydana gelen güneş tutulmasından hareketle 20 Nisan 571 (9 Rebiyülevvel) tarihini tespit etmiştir.
Kutlu doğum
Peygamberimizin doğumu sırasında Osman bin Ebi'l-Âs'ın annesi Fâtıma binti Abdullah ve Abdurrahman bin Avf'ın annesi Şifâ Hatun, Hz. Âmine'nin yanında bulunmuş, yeryüzünün bu en kutlu doğumuna nezaret etme şerefine nail olmuşlardır.
Allah Resulü'nün doğduğu gece olağanüstü pek çok hadisenin gerçekleştiği rivayet edilmektedir. Buna göre İran hükümdarının sarayının on dört burcu yıkılmış, İranlıların taptıkları ve bin yıldan beri yanmakta olan ateşleri sönmüş, Sâve gölü kurumuş, Semâve nehri taşmış, Kâbe'de bulunan putlar yüzüstü yere düşmüş, birçok Yahudi ve Hıristiyan âlimi o gece Ahmed aleyhiselamın yıldızının doğduğunu ifade etmiştir. Ancak bu hadiselerin önemli bir kısmı ilk dönem siyer ve hadis kaynaklarımızda yer almamaktadır.
Efendimizin (sav) ailesi
Efendimizin babası Abdullah bin Abdülmuttalib, Kureyş Kabilesi'nin Hâşimoğulları koluna mensub olup ticari bir seyahatin dönüşü sırasında rahatsızlanmış ve oğlunu göremeden, yirmi beş yaşında Medine'de vefat etmiştir. Abdullah'ın babası, Mekke'nin bilge lideri Abdülmuttalib bin Haşim; annesi ise Fatıma binti Amr'dır. Peygamberimizin annesi; yine Kureyş kabilesinin önde gelen ailelerinden birisi olan Zühreoğulları'nın lideri Vehb bin Abdümenaf'ın kızı Âmine'dir. Âmine'nin annesi ise Berre binti Abdüluzza'dır.
Allah Resulü, atası İbrahim aleyhisselamın duası, kardeşi İsa aleyhisselamın müjdesi ve annesi Âmine'nin rüyasıdır. Hz. Âmine, hamileliği sırasında bir rüya görmüş; rüyasında kendisinden bir nur çıktığını, bu nurun aydınlığıyla Şam ve Busrâ saraylarını seyrettiğini ayrıca bir oğlunun olacağı müjdelenerek adını Muhammed ya da Ahmed koymasının tavsiye edildiğini söylemiştir.
Dedesinin kucağında
Efendimizin dünyaya gelmesi üzerine annesi Âmine, Kureyş lideri Abdülmuttalib'e haber göndererek bir oğlunun olduğunu müjdelemiştir. Kâbe'nin yanında Hicr'de bulunan Abdülmuttalib, oğullarıyla birlikte Muhammed aleyhisselamı görmeye gitmiş, Efendimizi kucağına alarak Kâbe'ye götürmüş, çok sevdiği oğlu Abdullah'ın vefatından sonra kendisine bu erkek çocuğu nasip eden Allah'a şükretmiştir. Âmine, hamileliği esnasında yaşadığı olağanüstü halleri ve oğlunun adının Muhammed olması gerektiğini de Abdülmuttalib'e haber vermiştir.
Efendimizin amcası Hz. Abbas yıllar sonra bu tatlı hadiseyi Müslümanlara anlatmış; annesi ile birlikte Âmine'nin yanına gittiklerini, Muhammed aleyhisselamın ayaklarını döşeğine vurduğunu bugün gibi hatırladığını ve kendisinin Efendimizi öptüğünü söylemiştir.
Abdülmuttalib, sevgili torununun doğumunun yedinci gününde onu sünnet ettirmiş, kurbanlar kestirerek Mekke halkına ziyafet vermiş ve torununun adının Muhammed olduğunu ilan etmiştir. Kureyşliler, ataları arasında "Muhammed" isimli bir kimsenin olmadığını hatırlatarak neden bu ismi tercih ettiğini sorduklarında ise onlara şu cevabı vermiştir: 'Hem yerdekilerin hem de göktekilerin onu övmesini istedim.'
Efendimizin (sav) isimleri
Allah Resulü şöyle buyurur: 'Benim beş ismim vardır. Ben Muhammed'im. Ben Ahmed'im. Ben Mâhî'yim; Allah, küfrü benimle yok edecektir. Ben Hâşir'im; insanlar kıyamet günü benim peşimden dirileceklerdir. Ben Âkıb'im; benden sonra peygamber gelmeyecektir.'
O, herkesin ve tüm peygamberlerin kendisine tabi olduğu Mukaffî'dir. O, rahmet ve tevbe peygamberidir. O; cihadın Peygamberi, kıyamet günü enbiyanın önderi ve insanlığın şefaatçisidir.
Allah Teâlâ Kur'ân-ı Kerim'de, Efendimizi dört kez Muhammed ismiyle, bir kez de Ahmed ismiyle zikretmiştir. Ahmed; hem Allah'ı en çok öven, hem de kullar arasında en çok övülen kimse anlamına gelir. Efendimizden önce hiç kimseye Ahmed ismi verilmemiştir.
Bir ömür boyu Rabbini öven Efendimiz, geceleri gözyaşları içinde Rabbini zikreden, gündüz olduğunda Allah'ın dinini yüceltmek için kapı kapı dolaşan, savaş meydanlarında canını ortaya koyan sevgili Peygamberimiz! Seni Allah Teâlâ Kitabında övmüş, Müslümanlar anne babalarından, çocuklarından daha çok seni sevmiş, senin davan için canlarından vazgeçmiştir. Ahmed ve Muhammed isimleri hiç kimseye senin kadar yakışmamıştır.
Pazartesi günü
Peygamberimiz pazartesi gecesi sabaha yakın bir saatte yeryüzüne teşrif etti. Arkadaşlarından birisi pazartesi günü oruç tutmanın önemini sorduğunda Allah Resulü şu cevabı vermiştir: 'O gün benim doğduğum ve vahyin bana inmeye başladığı gündür.'
Allah Resulü genel kabule göre Rebiyülevvel ayının 12. gecesi doğmuştur. Bununla birlikte Efendimizin doğum tarihini belirlemeye çalışan Mısırlı astronomi âlimi Mahmut Felekî, Peygamberimizin oğlu İbrahim'in vefat ettiği günü meydana gelen güneş tutulmasından hareketle 20 Nisan 571 (9 Rebiyülevvel) tarihini tespit etmiştir.
CageOfMan- • HızLı üye •
- Mesaj Sayısı : 159
Rep Sayısı : 190
Kayıt tarihi : 25/05/10
Similar topics
» Peygamber Efendimizin (S.A.V) İsimleri ve Künyeleri
» ATATÜRK DÜNYAYA SESİNİ DUYURDU
» Peygamber Efendimizin (S.A.V) Vefatı
» Peygamber Efendimizin (S.A.V) Gençliği
» Peygamber Efendimizin (S.A.V) Çocukluğu
» ATATÜRK DÜNYAYA SESİNİ DUYURDU
» Peygamber Efendimizin (S.A.V) Vefatı
» Peygamber Efendimizin (S.A.V) Gençliği
» Peygamber Efendimizin (S.A.V) Çocukluğu
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz